Gökyüzü; dinlemek, öğrenmek isteyene öyle güzel şeyler anlatır ki... Gökyüzüne hiç bakmayan ya da nadir bakan insan, yön duygusunu kaybeder. Bunun için gökyüzünün öğrencisi olmadan yeryüzünün öğretmeni olunmaz, dedi Aliya.
Ben bir Müslüman'ım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak sayıyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam, benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır.
Aliya;
Hayalleri olan bir çocuk,
İdealist bir genç,
Mücadeleci ruhunu asla kaybetmeyen bir önder.
Aliya;
Önce düşleyen, sonra düşünen, sonra düşündüklerini hayata geçirmek için var gücüyle çabalayan bir lider.
Üç milletin (Boşnak, Sırp ve Hırvat) eşit haklarla barış içinde yaşayacağına inandı. Bunu gerçekleştirmek için önüne çıkarılan her türlü
Bir kurgu kitap ile karşı karşıyayız ancak gerçek biyografi ve kaynaklardan temel alınarak oluşturulmuş kurgudan bahsediyoruz. 12-14 yaş grubu için yazılan eser, daha büyük çocuklar ve dahi Selahaddin’i ilk defa okuyacak yetişkinler için birinci kaynak olabilir.
Yazarın donanımlı bir okuma yaptıktan sonra yazmaya başladığı çok açık. Kendisini bu
İstemese de sultan oluyor. O, tahtı olmayan bir sultan... Onun tahtı, atı... Atının üzerinde unutuyor acılarını, kederlerini, üzüntülerini...
Sevdalı Kudüs'e...
Sevdasına kavuşmak, onu özgürlüğüne kavuşturmak için bir hedefi var: İslam Birliği...
Tarihin sayfaları, her türlü engele rağmen azminin zaferini yaşayan birçok kahramanla dolu.
Onlardan biri de adının anlamı " dinin kurtarıcısı" olan Selahaddin Eyyûbî.
Selahaddin, amacına ulaşıp sevdasına kavuşuyor. Vefat ettiğinde miras olarak özgür bir Kudüs, bir de Selahaddin ruhu bırakıyor.