Her nazarın kendi manzarasını oluşturduğunu hatırlayacak olursak, manzara (coğrafya) sanatkârın nazarını (bakıl açısını/zihniyetini) da şekillendiren en önemli unsurdur.
Adana ve Antakya günleri onu ve çevresini tanımanın ötesinde mizaç ve karakter hususiyetlerini; insani ve edebi cephelerini anlamak bakımından da önemlidir.
"Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk.
Bak, nasıl doğranıyor? Kalk baba, kabrinden kalk!
Diriler koşmadı imdadına, sen bari yetiş...
Arnavutluk yanıyor... Hem bu sefer pek müthiş!"