Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mesut Koçak

Mesut KoçakAdana Antakya (Âkif'in Şehirleri) yazarı
Yazar
Editör
Tasarımcı
5.0/10
1 Kişi
4
Okunma
1
Beğeni
1.011
Görüntülenme

En Yeni Mesut Koçak Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mesut Koçak sözleri ve alıntılarını, en yeni Mesut Koçak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dil her şeyden evvel söylenen bir sözdür."
Sayfa 25 - Neyzen Yayınları
Dilin bir de ruhî ve manevî bir yüzü vardır,bunu da görmeden onun tam mahiyetine nüfuz etmek kabil değildir.
Sayfa 25 - Neyzen Yayınları
Reklam
"Dil ,içtimaî bir vakıadır, çünkü ferdlerden evvel mevcut olduğu gibi kendisini ferdlere tahmil eden ve ferdlerden sonra da yaşayan bir müessesedir."
Sayfa 25 - Neyzen Yayınları
Zira bir dili bütün boyutları ile anlayabilmek esasen insanı,bilhassa o dille yaşayan insanı,anlayabilmek demektir.Buradaki insan elbette sadece tekil varlığıyla insan değildir.Onun kurduğu topluluk ve o topluluğun meydana getirdiği bütün bir kültürdür.
Sayfa 22 - Neyzen Yayınları
Yakın arkadaşlarından Sabri Cemil'e göre Mustafa Şekip,öğretmenlik yaparken çeşitli ilkelere sahip olmuştur. Ona göre öğretmenin her zaman sakin,anlayışlı,aşağılayıcı olmayan, tashih ve imla yazımı konusunda dikkatli ve lisan konusunda hassas olması gerekir. Öğrencinin halinden anlamak bir öğretmen için en önemli meselelerden biridir. Şive ve dil talebelere karşı en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan bir tanesidir. Bu yüzden eğitimcilik pek çok noktada hassasiyet gösterilmesi gereken bir meslektir.
Sayfa 15 - Neyzen Yayınları
Sanatçı eseri ile hayatın çeşitli izahlarını yapmış,onu anlamlandırmış olur.
Sayfa 5 - Neyzen Yayınları
Reklam
"Mustafa Şekip'in her yazdığı ile aramda bir yakınlık,diyebilim ki bir akrabalık vardır." diyen Tanpınar...
Sayfa 3 - Neyzen Yayınları
Sezai Karakoç’ta “medeniyet bilinci” Necip Fazıl’da “tarih şuuru” vardır örneğin. Müslüman duyarlılıklı bu çizginin başlangıç noktası sayılabilecek Mehmet Akif’te ise coğrafya idraki dikkati çeker. Bu bakımdan mesela Balkan topraklarının Osmanlı devletinden kopma tehlikesi karşısında büyük bir teessür yaşar. Hakkın Sesleri’nde “üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk/ Bak, nasıl doğranıyor ? Kalk baba, kabrinden kalk/ Diriler koşmadı imdadına, sen bari yetiş.../ Arnavutluk yanıyor... Hem bu sefer pek müthiş!” mısraları bu teessürün en kuvvetli yansıdığı ifadeleridir. Bunda elbette Arnavutluk’un Akif’in baba yurdu olmasının da payı büyüktür. Ancak o sadece bu sebeple değil; yukarıda ifade ettiğimiz bir vatan bilinci çerçevesi içine oturan bilinçe kapılır teessüre. Nitekim şiirinin devamında söylediği “Baba! En sevgili annen, o senin öz vatanın/ Olacak mıydı feda hırsına üç kaltabanın? / Dedemin sürdüğü, can ektiği toprak gitti.../ Öyle bir gitti ki hem: Bir daha gelmez ebedi! / Ne olurdun bunu kalkıp da göreydin acaba ? / Meşhed’in beynine haç saplanacak mıydı baba!” mısralarda bu daha sarih bir şekilde çıkar ortaya. Âlid baba toprağını kaybetmenin değil; Müslümanlıkla yoğrulmuş bir toprağın kaybedilmesine duyduğu üzüntüyü aktarmaktadır. Zira müslüman şehitliğine haç dikilecek, asırlarca Müslümanların yaşadığı topraklar onların elinden çıkacak ve ruhuyla yaşadığı o topraklardan uzak kalacaktır. Akif, devrinin çocuğudur ve o devrin bütün sancılarını çeker ruhunda.
Sayfa 26
Adana ve Antakya günleri onu ve çevresini tanımanın ötesinde mizaç ve karakter hususiyetlerini; insani ve edebi cephelerini anlamak bakımından da önemlidir.
"Çocukluğumda evet, bahtiyâr idim cidden, Harîm-i âlemin farkı yoktur cenetten"
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.