Kötü bir diyetin hastalığa yol açabileceği ve iyi bir diyetin hastalığın önüne geçebileceğine yönelik kesin kanıtlar varken, optimal bir diyetin yaşlanmayı önleyebileceğine veya tersine çevirebileceğine dair hiçbir kanıt yoktur. Yaşlanma, bir beslenme hastalığı değildir. Ne kadar çok ya da ne kadar iyi yediğimiz önemli değil; hiçbir diyet uygulaması da yaşlanma sürecini durduramaz veya tersine çeviremez.
Ancak 1934'te Cornell Üniversitesi'nden Mary Crowell ve Clive McCay, ciddi kalori kısıtlaması yoluyla laboratuvar farelerinin yaşam beklentilerini iki katına çıkarabileceklerini keşfettiler. İnsanlar veya diğer primatlar üzerinde yapılan araştırmalarda kesin veriler henüz tespit edilmedi, ancak önemli kalori kısıtlamasının insan yaşamını önemli ölçüde uzatma potansiyeline sahip olduğuna inanmak için nedenler var ( ve olmasa bile, kesinlikle daha uzun hissedilicektir). Buna rağmen, kalori kısıtlamasının yaşlanma sürecini durdurabileceğine veya sıfırlayabileceğine dair hiçbir kanıt yoktur.
Öncelikle, cildi yaşlandığı için ölen insanlar olduğunu bilmek sizi şaşırtabilir. Aşırı cilt yaşlanması, enfeksiyona karşı koruyucu bariyerin kaybolmasına ve enfekte cilt lezyonlarından dolayı hastaların ölmesine neden olabilir. Gençler bile cilt bariyerlerini aşan enfeksiyonlardan ölebilirken, cilt sadece daha az güvenilir bir fiziksel bariyer hâline gelmekle kalmayıp aynı zamanda artık yeterli kan beslenmesi ve etkili bir bağışıklık tepkisi desteğine sahip olmadığı için, bu ölüm nedeni yaşla birlikte artar.