İnsanların çoğunda içlerinden atamadıkları bir mutsuzluk vardı. Bunu gözlerinde görebiliyor ya da konuşmalarından anlıyordunuz... İnsanların çoğu yakalarını bırakmayan bu mutsuzlukla birlikte yaşamaya alışkındı.
Şu ana kadar okuduğum kitaplar arasında konusu en farklı olan kitaplardan biriydi bu kitap. Kusursuzluğa ulaşmak için dünyaya on bin kez gelen Milo’nun Kusuzsuzluk ve aşk arasındaki seçimi anlatılıyor ve aşık olduğu kişi de Ölüm’ün ya kendisi.
Kitabı okurken anlattığı olaylarda yazarın hayal gücüne hayran kaldım :) Bunun yanında anlatımı da çok eğlenceli. Sadece son kısım olmasaydı diye düşündüm kitabı bitirdiğimde. Yine de farklı tarzları seven kişilerin eğlenerek okuyacağı kitaplardan biri.
Havalı bir ismi, ilginç bir konusu ve değişik biraz da tatsız esprilere boğulmuş hafif bir roman..
Kitapın kapağı ve satış stratejisi her ne kadar “migros'ta satılan” kitap tadında olsa da çıtır bir çerez gibi düşünülerek okunabilir.. Ölüm gibi ağır bir konuya hafif yaklaşımını ayrı bir sevdim. Keyifli dakikalar ;)
Bu kitabı təqribən 1 il öncə çox diqqətimi cəlb etdiyi üçün satın almışdım və nəhayət, oxudum. Normal olaraq, adı insana maraqlı gəlir. Məncə də, maraqlıdır və kitabın özü də maraqlı idi.
Kitabda Milo adında çox yaşlı, təqribən 10 min dəfə yaşamış bir adamdan bəhs edilir...
Belə ki, insan dünyaya gəlir, yaşayır, ölür, yaşayır, ölür.... Və bir