We are a mirror smashed on the floor, the sharp slivers put back together wrong, the reflection splintered and distorted. We stare at ourselves, both recognizing the face we see and yet knowing something is terribly wrong.
BLACK STONE HEART (THE OBSIDIAN PATH #1)
KONUSU
Khraen bilmediği bir yerde, kara toprağın içinde tek başına uyanır. Hatırladığı tek şey, parçalanmış ve parçaları dünyanın dört bir yanına saçılmış olan taş kalbidir.
Bulduğu her parçayla bir zamanlar olduğu adama tekrar dönüşecek, adım adım bu yolu takip edip korkunç geçmişini hatırlayacak.
Bir kadın vardı, bir kılıç vardı ve de kederin bir sonu vardı...
DÜŞÜNCELERİM
Michael R. Fletcher en sevdiğim fantastik serilerden birinin(Manifest Delusions) yazarı. O yüzden yeni bir grimdark serisine başladığını duyunca hemen atladım.
Kitapta birinci kişi anlatımıyla Khraen'i takip ediyoruz. Issızlığın ortasında uyandıktan sonra kalbinin ve hafızasının peşine düşüyor. Bazı parçalar için dünyayı yöneten büyücülerin girilemez kulelerini soyuyor; bazı parçalar için de farklı şeyler hatırlayan ve farklı insanlara dönüşmüş ikizlerinin kalplerini deşiyor.
Kan ve sefalet dolu bu dolambaçlı yolculuğunda Khraen kendine binbir soru soruyor ve bulduğu her cevapla da yeni birine dönüşüyor. "Nasıl öldüm? Neden dirildim? Eskiden kimdim? Kötü biri miydim? Tekrar ona dönüşmeli miyim? Eski ben nerede yanlış yaptı? Hafızalarımı yaşadığımdan farklı bir sırada geri kazanırsam farklı biri olur muyum? Düşmanlarım hala hayatta mı?"...
Hikaye odaklı, gayet sürükleyici ve sürprizlerle dolu bir kitaptı. Tamamlanmış olsa peş peşe okuyup bitirirdim, ama bekleyeceğiz artık. M.R. Fletcher indie bir yazar olduğundan Türkçeye çevrilme ihtimali sıfır.
Black Stone HeartMichael R. Fletcher · Independently Published · 20202 okunma
Uzun zamandır fantastik okumadığım için seneye fantastikle başlayayım dedim. The Obsidian Path'ın ilk kitabını tam iki sene önce okumuştum. Bende etkisini bırakmış olacak ki kaldığım yerden devam etmek zor olmadı.
Issızlığın ortasında bir mezarda uyanan Khraen'in hatırladığı tek şey, binlerce yıl önce taş kalbinin parçalandığı ve parçalarının dünyanın etrafına saçıldığı. Hatıralarını geri kazanmak istiyorsa kalbinin farklı parçalarına ve farklı hatıralara sahip diğer Khraen'leri avlamalı. Çöllere, okyanuslara ve hatta farklı boyutlara uzanan bu yolculuğunda hem geçmişiyle hem de geleceğiyle yüzleşmek zorunda.
Tür olarak high fantasy ve grimdark bir eser. Ejderhalar, şeytanlar, lovecraftımsı varlıklar, büyücüler vb. aklınıza fantastik deyince ne geliyorsa burada bulacaksınız. Ölümün ucuz olduğu, vahşet, entrika ve sürprizlerle dolu bir hikayesi var. Fantastik ögelerin haricinde Dr. Moreau adası, Aztek mitolojisi ve yazarın önceki serilerinden esintiler de gördüm.
Indie bir eser olduğu için Türkçe'ye çevrilmesi imkansıza yakın.