Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mikdat Kadıoğlu

Mikdat KadıoğluAfet Affetmez yazarı
Yazar
8.5/10
19 Kişi
110
Okunma
6
Beğeni
2.397
Görüntülenme

En Eski Mikdat Kadıoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Mikdat Kadıoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Mikdat Kadıoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jean-Baptise Fourier, güneşten dünyaya ulaşan tüm ısının uzaya kaçmadığını ve atmosferde bir şeyin bu enerjiyi tuttuğunu, yani “at­mosferin sera etkisini” 1820’lerde fark etti.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Örneğin, Dünya’nın ekseninin eğimi 9.500 yıl önce 24,2 dereceydi, şimdi 23,4 derece ve 10.200 yıl sonra 22,6 derece olacak. Dünya’nın eksenindeki küçük eğimler ılık kışla­ra, serin yazlara neden olur. Serin yazlar, soğuk kışlar­dan tehlikelidir. Çünkü bu durum buzul çağlarına neden olabilir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Meksi­ka’dan çıkan Körfez Akıntısı (Gulf Stream) sıcak suyu İngiltere’ye doğru taşır. Akıntı kuzey enlemlere ulaştığında soğumanın etkisiyle batar. Labrador adlı soğuk su akıntı­sına dönüşüp, ekvatora geri döner. Aslında dünyadaki bü­tün hava harekederi ve su akıntılarının işlevi kutuplar ile ekvator arasındaki sıcaklık farkını dengelemektir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Buzul çağı, buzullar arası çağ nedir, tipik özellikleri ne­lerdir?
Buzul çağlarında güneşten gelen enerji azalır, buzullar güneye doğru yayılır, deniz su seviyesi azalır, deniz suyu sı­caklığı düşer, alçak basınç merkezleri ve ona bağlı soğuk ve sıcak cepheler güneye iner, denizlerde tuzluluk artar, de­niz suları atmosferden karbondioksit alır, buzulların yayıl­ ması ve atmosferdeki karbondioksitin azalmasından dola­yı hava sıcaklığı düşer. Sıcak dönemlerde ise güneşten ge­len enerji artar, buzullar kutuplara doğru geri çekilir, deniz suyu seviyeleri yükselir, deniz suyu sıcaklığı artar, her yer­ de buharlaşma ve bazı yerlerde yağış artar, alçak basınç merkezleri ve ona bağlı soğuk ve sıcak cepheler kuzeye çe­kilir, denizlerde tuzluluk artar, derin sular atmosfere kar­bondioksit salar, buzulların çekilmesi ve atmosferdeki karbondioksitin artmasının bir sonucu olarak da hava sıcak­lıkları artar.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sanayi Devrimi yaşanmasaydı, nüfus bu kadar artmasaydı bile, büyük ölçüde doğal etkenlerden dolayı, Dünya yavaş yavaş bir buzul çağına doğru soğuyacaktı. Şu an sıcak evrenin zirvesindeyiz, bu durumda uzun süre kalamayacak, gelecek buzul çağma doğru zikzaklı da olsa kararlı bir şekilde yol alacaktık. Ama bu, şu an insan etki­leri nedeniyle mümkün gibi görünmüyor.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Dünya sonsuza dek var olacak şekilde inşa edilmiş gibi düşünülür. Şu andaki yaşı 4.550.000.000. Ağırlığı 5.973.600.000.000.000.000.000 ton. Bu yaşına kadar sayısız yıkıcı asteroit çarpmasıyla karşılaştı, ama hâlâ taş gibi! Yani Dünya’yı toptan imha etmek o kadar kolay değil. Yine de ABD’de en korkulan 10 doğal afetin ilki Dünya’nın kara delik tarafından yutulup, anti madde reaksiyonuyla patlayıp parçalanması.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Bu yüzyılda sıcaklıklar 1,1 ila 6,4 °C artacak.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Yeryüzünde alarm zilleri çalı­yor: Şiddetli fırtınalar, kuraklık ve ani seller... Tabii ki an­layana!..
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sıcaklık 15 bin yılda 5, son 150 yılda 1 °C arttı
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Küresel ölçekte ortalama deniz su seviyesi her yıl 1-2 mm, yani 20. yüzyılda 10 ila 20 cm yükseldi. Hindis­tan'ın Bengal Körfezi’ndeki Lohachara, küresel iklim değişiminden dolayı yükselen deniz sularının altında kalan ilk insan yerleşimli ada oldu.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Sera gazlarının tümü atmosferde çok uzun süre mi ka­lıyor?
Karbondioksit 50-200 yıl, metan gazı 10 yıl, azot ok­sitler 150-170 yıl, kloroflorokarbonlar 15-650 yıl kalır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Atmosferin derinliği ne kadar?
Atmosferin belli bir derinliği yok. Amacınıza göre, 100 ila 1.000 km arasında değişir. Yaşamımızla ilgili alanı ise sadece 10-12 km.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ozon tabakası gerçekten yırtıldı mı, yoksa simgesel bir anlatım mı bu?
Gazlarda ve sıvılarda delik olamayacağı için bu simge­sel bir anlatım. Ozon gazı 1839 yılında elektrik boşalma­ları gözlenirken keşfedildi, 1850’lerde soluduğumuz hava­ da da olduğu saptandı, 1880’de güneşin morötesi ışınları­nı yuttuğu ispatlandı, 1913’te atmosferdeki ozonun yüzde 90 gibi büyük bir kısmının yerden 10 km ve yukarıdaki tabakalarda olduğu anlaşıldı, 1920’de G.M.B. Dobson at­ mosferdeki ozonu ölçmek için bir alet geliştirdi ve 1928’de insanoğlu kloroflorokarbon (CFC) adlı gazı icat etti. 1950-1970 yılları arasında CFC spreylerde, buzdolaplarında, klimalarda ve yapay köpüklerde kullanıldı. 1971’de bu yapay gaz atmosferde ölçüldü. 1974’te CFC’nin iyi ozonu kemirip bitirdiği fark edildi. 1979’da ozon ölçümleri uzaydan uydularla yapılmaya başlandı. Önceleri Antarktika üzerinde bir daire biçiminde kayıt edilen düşük değerler bir ölçüm hatası olarak algı­landı! 1984’te Antarktika üzerindeki ozon seyrelmesi bir kutupsal gün doğumunda fark edilip 1985 yılında ilan edildi. Antarktika’daki seyrelmenin uydu gözlemlerindeki görüntüsü nedeniyle halk arasmda “ozon deliği” olarak adlandırıldı.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ozon, çok garip bir gaz. Yerde “kötü”, atmosferin yu­karı seviyelerinde “iyi”. İşin daha da tuhafı, günümüzde ozonun iyisi azalırken kötüsü hızla artıyor. Çünkü yukarı seviyedeki ozon tabakası güneşin zararlı ışınlarına karşı tüm canlıları kalkan gibi korur. Tabakanın incelmesi; cilt kanseri, katarakt, bitkilerin zarar görmesi ve bazı okyanus canlılarının azalması gibi çeşitli biyolojik tehlikelere yol açıyor.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Kötü ozon, ABD’de akciğer kanserine yol açan ikinci önemli etmen.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.