Dünya’nın eksenindeki küçük eğimler ılık kışlara, serin yazlara neden olur. Serin yazlar, soğuk kışlardan tehlikelidir. Çünkü bu durum buzul çağlarına neden olabilir. Eksendeki büyük eğimler, yani eksenin çok eğik olması durumunda soğuk kışlar, sıcak yazlar görülür. Bu, daha çok buzul çağlarının arasında görülen bir durumdur. Ayrıca Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüş yörüngesi her zaman eliptik değildir. Yörünge 100 bin yıllık döngüler halinde elips ile daire arasında şekil değiştirir. Bu da Dünya’ya gelen toplam güneş enerjisini değiştirir.
Doğru bilgi edinmek için, öncelikle konuşan kişinin uzmanlık alanına ve açıklamayı yaptığı ortama dikkatle bakmak lazım. Bilim insanlarının yeri bilimsel dergilerdir, basın değil. Ayrıca unvanı ve makamı ne olursa olsun, kişilerin “bana göre” veya “düşünceme göre” gibi ifadelerle yaptığı açıklamanın bilimsel değeri yoktur. Bilimsel etik ve kurallar, ortaya atılan iddiaların somut verilere dayalı, fiziksel sebep-sonuç ilişkileri kurularak veya kaynak gösterilerek açıklanmasını zorunlu kılar. Üstelik açıklama, bilimsel araştırma sonuçlarının incelendiği ve yayınladığı dergilerde yapılmalıdır.
Evet, günümüzde dünyanın “ateşi yükseliyor” ve iklim yerel ve küresel ölçeklerde değişikliğe uğruyor. Fakat bir kış kar yağmaması gibi gündelik ve yerel hava durumu ile iklim değişimi arasında birebir ilişki henüz bilimsel olarak kurulamadı.
Genel Klimatoloji: Atmosfer, Hava ve İklimin Temelleri
● 📕 Meteoroloji: Atmosferimizi Anlamak, John A. Knox - Steven A. Ackerman, çev. Mikdat Kadıoğlu, Nobel Akademik Yayıncılık
Ek Okuma:
●
Havaya olan merakınızı kesinlikle artırabileceğini düşünüyorum herkesin hakkında bir fikri bulunduğu havaya karşı sizin de fikriniz değil bilginiz olsun.
Öncelikle sandığı ve cemrenin açıkladığı gibi güneş ışınları atmosferimizi doğrudan ısıtmaz. Yeryüzü güneş ışınlarının soğurarak önce kendini, sonra atmosferi ısıtır .Açık bir günde, atmosferin alt tabakasından geçen güneş enerjisi yeryüzü tarafından yutulur. Dolayısıyla yeryüzü ısınır ve sıcak yüzeyle temas halinde olan havada iletim (kondüksiyon) nedeniyle ısınır. Yüzeydeki hava ısındıkça yüksekteki havadan daha az yoğun hale gelir. Isınan hava yükselir (konveksiyon) ve daha soğuk olan hava çöker.
Gerçekte kuru havanın sıcaklığı hem alçalırken hem yükselirken her 100 metrede 1 C değişir. Nemli havanın ise yükseklikle sıcaklığı her 100 metrede yakşalık olarak 0.6 C azalır ya da artar. Ayrıca bu tür hesaplar havanın yükselmeye başladığı noktada çiy noktası veya yükselme ile yoğuşma seviyesi bilinmeden yapılmaz. Çünkü hava parçası yükselme ile yoğuşma seviyesine kadar her 100 metrede 1 C soğur. Bu seviyeden sonra yoğuşma nedeni ile açığa gizli ısı çıktığından soğuma her 100 metrede yaklaşık 0.6 C ye düşer. Dağın tepesinden sonra hava kuru olarak tekrar alçalmaya başladığında bu sefer sıcaklığı her 100 metrede 1 C ısınır.
Yaşlı hindi, her şeyi bildiğinden çevresinde ne olduğunu görmek için asla bakmayan bazı insanlara benzer. Başı bir şey öğrenemeyecek kadar yüksektedir.