Cüneyd-i Bağdadî şöyle demiştir: İhlas, Allah ile kulu arasında bir sırdır. Bir melek onu bilmez ki yazsın; şeytan onu görmez ki bozsun ve heva ve heves onun farkına varmaz ki onu yoldan çıkarsın.
Oruç tutan kimsenin (iftar ve sahurda) canının çektiği yemekleri yemesinde bir mahzûr yoktur. Bir Hadîs-i Şerîf'te "Üç kimse yiyip içtiği nimetlerden hesaba çekilmez: iftar eden, sahur yiyen, ve misafiri olan" buyrulmuştur. .
İsrailoğulları zamanında, Allah'a ibadete düşkün bir zat vardı. Bu zat İsrail oğullarının kıtlık geçirdiği zamanların birinde bir kum tepesinin üzerine çıkarak,
"Keşke bu kum tepesi un olsaydı da onunla bu ümmet karınlarını doyursaydı..." Diye temennide bulundu. Hemen o esnada Allahu Teâla peygamberlerinden birisine, o âbid zata iletmesi için şu vahyi indirdi:
"Falan kuluma söyle, şayet o kum tepesi un olup da, onu sadaka olarak verdiğin zaman elde edeceğin mükâfat kadar sevabi, Allahu Teâla amel defterine yazdı."
Kim ki Allah'ın kullarına merhamet ederse, Allah da ona merhamet eder. Çünkü o zat, "Şayet bu kum tepesi un olsaydı, bütün insanlar doyacaktı" diye dilekte bulundu. İnsanlara merhamet ettiği için de Allah (celle celaluhu) ona o ameli işlemiş sevabını verdi.
Hadisler Kur'an'ın en birinci tefsiri
Peygamberden yayılan nurların kalbe direk tesiri
Kuran ve hadis dinin temel kaynağı
Her kim bunlara tutunursa sağlam olur bağı.
Muhteşem Muhteşem bir kitap... eski eserleri okurken ayrı bir lezzet alırım zaten. Lafı dolandırmadan manevi havayı solutarak konuyu kısaca anlatırlar. Bir Müslüman olarak İslam yolu demek olan bu kitabı okumakta neden bu kadar geç kaldım diye kendime kızdım. İmandan başlayıp yeme içme adabına evlilik adabına hasta ziyaretine kadar herseyi anlatan ve okurken insanı sıkmayan bir eser.. lütfen okuyun ve okutun...
Şir’ât’ül-İslâmMuhammed B. Ebubekir · Berekat Yayınevi · 197910 okunma