Ehli sünnete göre ehli kıble tekfir edilmez görüşünden maksat, kendisinde küfür alametlerinden hiçbir şey bulunmayan ve küfrü gerektiren şeyler kendisinden sadır olmayan kimsedir.
Ebû Yusuf şöyle demiştir: "Ebu Hanife ile altı ay müzakerede bulundum, neticede 'Kur'an mahluktur' diyenin kafir olacağı konusunda görüş birliğine vardık."
İmam Muhammed (rahimehullah) Siyer-i Kebîr adlı kitabında, "İslâm şeriatından bir şeyi inkar eden bir kimse 'lâ ilâhe illallâh' sözünü geçersiz kılmıştır" demiştir.
Gazzâlî de şöyle demiştir: "Yol bulunduğu müddetçe tekfirden sakınmak gerekir. Tevhidi ikrar eden, namaz kılan kimselerin kanını helal görmek yanlıştır. Hata ederek bin kafiri hayatta bırakmak, hata ile bir müslümanın kanını akıtmaktan ehvendir."
Buhari'nin de işaret ettiği gibi iman, kalp amellerinden bir ameldir. Şeriatın getirdiği her şeyi kabul etmeyi ve her şeye itaat etme isteğini gerektirir. Bu istek, şeriatın tamamına yöneliktir. Ne artar ne eksilir.