Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammed Nuri Bin Ali Eş-Şehri

Muhammed Nuri Bin Ali Eş-ŞehriDelâil-i Şerif Mecmuası yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
3
Okunma
0
Beğeni
320
Görüntülenme

Hakkında

1053’te (1644) Tunus’un Sefâkus şehrinde doğdu. Bazı kaynaklarda isim zincirinin Ali b. Muhammed b. Sâlim şeklinde kaydedilmesi yanlıştır (Mahfûz, V, 49; Ali ez-Züvârî, I, 53). Önceleri mensup olduğu aileye nisbetle Şütûrû lakabıyla tanınırken Ezher’deki tahsilinden sonra insanları aydınlatmasına işaretle kendisine “Nûrî” lakabı verilmiş, ahfadı da zamanımıza kadar böyle anılmıştır. Sefâkus’ta Vefâiyye şeyhi Ebü’l-Hasan b. Ebû Bekir el-Kerrây el-Vefâî’den ders aldı ve Kur’an’ı ezberledi. Öğrenimini Tunus ve Kahire’de sürdürdü. On dört yaşında gittiği Tunus’ta Şemmâiyye ve Müntasıriyye medreselerinde ikamet etti, Zeytûne Camii’nde okudu ve Âşûr el-Kosantînî, Süleyman el-Endelüsî, Muhammed el-Karevî’den ders aldı. Geçimini hayır severlerin yardımlarıyla sağladı ve yine onların yardımıyla gittiği Ezher’de Muhammed b. Abdullah el-Haraşî’den fıkıh ve hadis, Burhâneddin İbrâhim b. Mer‘î eş-Şebrahîtî’den fıkıh ve hadis yanında siyer ve tefsir, Yahyâ b. Muhammed eş-Şâvî el-Cezâirî’den nahiv ve kelâm, Nûreddin eş-Şebrâmellisî, Ali b. İbrâhim el-Hayyât er-Reşîdî el-Mağribî ve Muhammed b. Muhammed el-İfrânî es-Sûsî’den kıraat, Zekeriyyâ el-Ensârî’nin torunu Şerefeddin Yahyâ b. Zeynelâbidîn el-Ensârî ve İbrâhim b. Muhammed el-Me’mûnî’den hadis okuyup icâzetler aldı. Ensârî’nin elinden hırka giydi. Kahire’de Şâzeliyye tarikatının Nâsıriyye kolunun kurucusu İbn Nâsır ed-Der‘î’ye intisap ederek icâzet aldı. Kahire’de aldığı icâzetlerden bazılarının tarihleri (1663-1667) orada kaldığı dönem hakkında bir fikir vermektedir. Kıraat, tefsir ve hadis yanında fıkıh, fıkıh usulü, kelâm gibi ilimlerde maharet kazandı. Astronomi ve tıpla da ilgilendi. Bu arada hacca gitti (1076/1666). Sefâkus’a dönen Ali b. Sâlim en-Nûrî kendi adıyla anılan bir zâviye ve medreseye çevirdiği evinde dil, mantık, dinî ilimler ve kıraat dersleri verdi. Talebelerine Kur’an’ı, Ebû Amr b. Alâ ve Ali b. Hamza el-Kisâî’nin iki meşhur râvisinden biri olan Ebû Ömer Hafs ed-Dûrî’nin rivayetiyle okuttu. Her gece talebelerini mescidin dört köşesinde gruplara ayırıp her birine Kur’an’ın dörtte birini vererek hatim yaptırırdı. Halîl b. İshak el-Cündî’nin Mâlikî fıkhına dair el-Muḫtaṣar’ını yılda iki defa baştan sonuna kadar okuturdu. Kur’an ve Sünnet çizgisinde mânevî eğitim verirdi. Nûrî, Nâsıriyye tarikatı zikir ve evrâdını telkin etti, telifle meşgul oldu, şehirde dinî eğitim hayatı onun sayesinde canlandı, bölgede büyük bir üne kavuştu. Zeytûne’ye ve Ezher’e yönlendirdiği talebeleri arasında fehresesinde kendisine geniş yer ayıran Ali b. Huleyfe el-Mesâkinî’den başka Muhammed b. Müeddeb eş-Şerefî, İbrâhim b. Ahmed el-Cemel es-Sefâkusî, Muhammed el-Gurâb, Muhammed el-Mekkî, Ramazan b. Ebû Asîde, Muhammed el-Hırkâfî es-Sefâkusî’nin adları geçer. Talebe ve müridlerinin geçimini bizzat sağlamasından hareketle Kahire’ye yerleşen hemşerileri gibi onun da ticaretle uğraşmış olacağı, nitekim Sefâkus’a döndükten sonra da dokumacılık ve ticaret yaptığı kaydedilir. Muhammed Bây b. Murâd (Hammûde Paşa), zâviyesini büyütmek üzere kendisine maddî yardımda bulunmayı teklif ettiğinde bunu kabul etmedi. Şehirdeki el-Câmiu’l-kebîr’in imamlığı teklifini de geri çevirdi. Akdeniz’de faaliyet gösteren Malta korsanlarının Sefâkus kıyılarını tâcizle ticaret için bir tehdit oluşturmaları üzerine şehrin önde gelenleriyle görüşüp bir filo teşkil ettirdi ve korsanlara karşı harekete geçilmesini sağladı. Kahire’de edindiği tıp bilgisi sayesinde Sefâkus ve çevresinde kuduz hastalarını tedavi etti, bu tedavi usulü Tunus’un bağımsızlığını kazandığı yıllara kadar ahfadı tarafından da uygulandı. Hayatının son yıllarında kendisini çekemeyenlerin Murâdîler yönetimi aleyhine bir faaliyet içinde olduğunu ihbar etmeleri üzerine takibata uğradı. Gizlice kaçıp Tunus ve Zağvân arasında bulunan Şeyh Ebû Hacbe Zâviyesi’ne sığınarak kurtulduysa da üzerine gönderilen askerler mürid ve talebelerini tutuklayıp hapse attılar. Bir süre bu zâviyede kaldı, daha sonra araya giren bazı kimselerin girişimiyle aklanıp memleketine döndü. Nûrî 12 Rebîülevvel 1118’de (24 Haziran 1706) vefat etti. Muhammed ve Ahmed adlı iki oğlundan küçüğü olan Ahmed onun yerine geçti. Nûrî’nin medrese-zâviyesinde kurduğu zengin kütüphane, yazma eserlerin millî kütüphanede toplanması projesi çerçevesinde 1969 yılında Tunus Millî Kütüphanesi’ne nakledilmiştir.
Doğum:
Tunus, 1644
Ölüm:
Tunus, 24 Haziran 1706

Okurlar

3 okur okudu.
2 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok