Cehalet ikliminde yetişen bu kadınlar, ömürleri boyunca elem ve gözyaşı suyuyla beslenen vahşi bayırların güllerine ne çok benziyorlar. Hayatımız boyunca birileri kafamızı çivi diye kullandı ve darbeleri vurdukça vurdu.
Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa cehalet sonucu bir kavme kötülükte bulunursunuz da işlediklerinize pişman olursunuz.
7 yıl önce bu gece, haber masasındayım.
2 şehid var dediler, haberini yaptım.
Şehid sayısı 3 oldu dediler. Haberi güncelledim.
Şehit sayısı 5 dediler. Parmakların, mecalsiz düşebileceğini öğrendim.
Şehid sayısı 6 dediler. Kollarım yana düştü.
Rabbim bir daha yaşatmasın...
Bir dönemin bu kadar güzel anlatıldığını görmedim ben. Okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyen bu kitap oldu. Kitabın yazarı Mustafa Karakaş'a teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten bir duyguyu bir hüznü bir okura ancak bu kadar güzel aktarabilir bir yazar. Öyle güzel ve içten yazılmış kitabı okumuyorsun yaşıyorsun. Gözünün önünde canlanıyor gibi herşey. Bundan sebeptir ki yer yer gözleri doluyor insanın.
Sanki o acıları, gözyaşlarını kendim yaşıyor gibi hissettiren bu eser bir dönem zihniyetini, cezaevini konu almış. Güçlü kalemiyle de Mustafa Karakaş çok etkileyici bir şekilde kağıda dökmüş. Bir dönemin başörtü karşıtı hükümeti, kan davası zihniyeti, cezaevi zorlukları, sosyal yaşantılar hepsini akıcı bir dille kaleme alınmış. Bazı durumlar vardır. İçin coşar anlatmak için ama cümleye dökemezsin. Aynı o durumdayım.
Kitap gerçekten muhteşem yazılmış. İnanın ki, kitabı okuyun diye nasıl etkileyici cümleler kuracağım diye çok düşündüm.
Kitabın okunması sayısı az olabilir, kesinlikle buna aldanıp "boşver okusam ne değişecek" demeyin. Kitabı okumanızı çok çok çok tavsiye ederim.
Kitabın içeriğine gelecek olursam;
Şimdi anlatacağım bölüm kitapta ne