9 Eylül 1947'de doğmuş "NATO Bilim Ödülü" sahibi bilim insanıdır. İlk, orta ve lise eğitimini Elazığ'da tamamladıktan sonra 1966'da İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okumaya başlamış ve 1971'de bu eğitimini bitirip, 1973'te Londra'ya gidip "İmparatorluk Madencilik Okulu"nda (Imperial Collage Royal School of Mining) sedimentoloji üzerine doktorasını yapmıştır. yaptığı araştırmalar nedeniyle Türkiye Bilimler Akademisi asil üyeliğine seçilip, ODP Türkiye Temsilciliği, Avrupa Bilim Vakfı ODP Bilimsel Komite Üyeliği, ODP Council Üyeliği, Okyanus Araştırmaları Bilimsel Komite Üyeliği, TUBİTAK Ulusal Deniz Jeolojisi Araştırmaları Koordinatörlüğü, TUBİTAK Bilim Kurulu Üyeliği gibi görevlerde çalışmıştır.
Deprem olmuş yıkılmışız, insanlarımız telef olmuş, acı çekmişiz ama depremden sonra yine değişen bir şey olmamış. Aynı çirkin, plan ve programdan uzak yapılar, dar sokaklar ve üst üste binmiş binalar.
Deprem hangi türden olursa olsun toplum olarak afete karşı tavrımız pek değişmiyor. Her depremde bir müddet için sokağa dökülüp ağlaşıyoruz ama zaman geçtikçe her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi normal hayatımıza geri dönüyoruz.
Deprem hangi türden olursa olsun toplum olarak afete karşı tavrımız pek değişmiyor. Her depremde bir müddet için sokağa dökülüp ağlaşıyoruz ama zaman geçtikçe her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi normal hayatımıza geri dönüyoruz.
Deprem olmuş yıkılmışız, insanlarımız telef olmuş, acı çekmişiz ama depremden sonra yine değişen bir şey olmamış. Aynı çirkin, plan ve programdan uzak yapılar, dar sokaklar ve üst üste binmiş binalar.
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/ChXgRAuNCSL
Bugün günlerden 17 Ağustos. Binlerce insanın hayatını kaybettiği o depremin üzerinden tam 23 yıl geçti. O yüzden gelin size 17 Ağustos 1999 gecesi yaşadıklarımı anlatayım.
Bilenler biliyordur, ben aslen
1999 depremini İstanbulda yaşadım. İlk günlerden itibaren okulum ve ailemle yardıma gittim, henüz 13 yaşındaydım. Gördüklerimi, yaşadıklarımı hiç unutmadım. O yıllarda beklenen İstanbul depremi için gerginliğin arttığını profesörlerin çalışmalarını, uyarmalarını ve bende oluşan travmaları anlatmam çok zor. Deprem Dede diye haklın adlandırdığı Ahmet Mete Işıkara’dan bir çok eğitim aldım. Okullarda deprem tatbikatları, çantalar, buluşma noktaları bir çok farkındalık geliştirdik. Peki sonra?…
Ben 37 yaşıma geldim, deprem vergilerimi ödedim, hala çantam kapının önünde, yeni binalarda yaşamaya çalıştım ve yeğenime deprem olduğunda neler yapması hakkında bilgilendirdim. Sonra 6 şubat 2023 te öğrendim ki yeni binalarda da binlerce insan ölebiliyormuş, yardım kuruluşları umutlarımı yıkabiliyormuş, hala depremde bile siyaset yapılıyormuş, Adapazarından farklı olarak askerlerin yardımları engellenebiliyormuş, deprem vergilerimizi sorgulayamıyormuşuz, hayvanların canı hiçe sayılabiliyormuş yani 1999dan beri hiçbir şey değişmemiş, İstanbul için de alınan tedbirler rant amaçlı kullanılmış. Alınan kararlarda sadece afet yönetme üzerineymiş ki yönetemediklerine şahit olduğumuz halde.
Senelerce bütün uzmanlar Adapazarı depreminden sonra enerjinin Marmara denizinden geçen faya biriktiğini söyledikleri halde olanlar bunlarmış.
Bu kitapta olayların detaylarını, tarihsel bütünlüğünü ve bir jeoloğun ağıtını okudum,
sizin de okumanızı çok isterim.
Türkiye'de DepremNaci Görür · Doğan Kitap Yayınları · 2020137 okunma
Türkiyenin yaklaşık %48'i deprem bölgesinde yaşıyor tahminen 40 45 milyon insan buralarda yaşıyor demektir ilerde daha büyük depremler yaşanacağınıda hesaba katarsak deprem ülkemizin en büyük problemlerinden biri olduğunu düşünüyorum ve en korkuncuda hiçbir hazırlık içinde değiliz açıkçası deprem olgusunu hep göz ardı ettik imar afları çıkaran yetkisiz donanımsız müteahhitlere denetim getirmeyen iktidarın en büyük suçlu olduğunu düşünüyorum yeni yapılan binalar bile bir bir yıkıldı yaşanan bu büyük felaketin acısı çok büyük kelimelerle anlatılmaz vefat edenlere alllahtan rahmet kalanlara sabır ve metanet diliyorum yüzbinlerce insan göç etmek zorunda kaldı hatay gibi kadim bir kent yok oldu resmen tv'de deprem uzmanları konuşuyor bas basa bağırıyor alınacak önlemler konusunda doğrusu ne kadar onlara kulak veriyoruz dinliyoruz oda apayrı bir konu şayet bunu kader olgusuna bağlamak hatadır deprem öldürmez çürük bina öldürür tezini her zaman savunacağım japonyada maraş depreminin 30 40 katı deprem oluyor neden kimse ölüp yaralanmıyor ülkecek maraşa depreminden büyük bir ders çıkarıp istanbul depremine hazırlık yapmalıyız depremi ancak bilimle ve teknojiyle yenebiliriz çürümüş bir zihniyetle değil..
Türkiye'de DepremNaci Görür · Doğan Kitap Yayınları · 2020137 okunma