" Çocukluğumdan beri bildiğim şey Türklerin hep bir savaş içinde olduklarıydı. Ben de bundan dolayı bu ülkeye çok iyi satış yapabileceğime hep İnanıyordum."
Sayfa 169 - Paul Mauser, Mauser silah fabrikası sahibi.
" İhtişamlı, heybetli kadim günlerin rüyası için Sultan Abdülhamid'i tahttan indirip sürgüne gönderen askeri irade hayalini kurdukları, rüyasını gördükleri o kadim günlere tekrar kavuşturacağı inancıyla Osmanlı ordusunu, rehber edindikleri Almanya'nın yanı başında Büyük Savaş'a dahil ettiler. Ne var ki, o rüyadan uyandıklarında ellerinde savaştan mağlup çıkmış ve toprakları işgal edilmiş 600 yıllık bir İmparatorluğun hatırasından başka bir şey kalmamıştı. İmparatorluk yıkılmıştı. "
"... Almanya'nın vazgeçilmez dostluğu yoktu ama vazgeçemeyeceği pazarları vardı ve Osmanlı silah pazarı da bu anlamda vazgeçemeyeceği en önemli pazarlardandı."
Yazar kitabında Osmanlıca İngilizce ve Almanca arşivlerden faydalanarak II. Abdülhamit döneminden I. Dünya savaşı'na kadar uzanan sürede Osmanlı silah pazarının perde arkasını açıklıyor. Bu kapsamda; silah satışlarının II. Wilhelm ve II. Abdülhamid arasındaki dostluk sayesinde Alman tekeline girdiği, Alman silah firmaları tarafından birçok Osmanlı bürokratının hediyeler ile ikna edilerek sürecin yürütüldüğü ve asıl hedefin Alman barışçıl sızma politikasının lokomotif unsuru olduğunu anlatıyor. Anlatılan tarihimiz I. Dünya Savaşı'na Almanların yanında girmemizi çaresizlikle açıklarken, bu kitapta yazar bunun 1880'den başlayan gelişmeler neticesinde kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor...
Türk yazarımızın kitabının Almanca aslından çevrilmesine rağmen gayet başarılı. Muhteviyatı inanılmaz, tam bir bilgi bombardımanı. Naci hoca arşivlerde kaç yılını geçirdi acaba? Dönemi anlamak isteyen herkes okumalı! Tek handikapı abdülhamidin uydurma hatıratına bir iki yerde atıf var ve bir de birkaç tanr Almanca dipnot... neyse,
Çaresizlik ve borç batağı içerisinde sadece büyük devletleri silah satın alarak memnun etmeye çalışmak. Denge politikası. Alman silahlarını alıp kredilerini de alman bankalarından çekmek! Saray bürokratlarının rüşvet çarkları, alman binbaşının Türk mareşalinden fazla maaşla danışman olması, 2. Abdülhamidin bu denge çaresizliği, cihan imparatorluğunun düştüğü acınası durum. Sahi Enver Paşa mı alman hayranıydı?