“Söyleviyi kısa tuttum..Başımdan geçen olayları paylaşmayı bitirdiğimde konuşmaya devam ettim...Konuşma yapmak üzere eğitim almadığımı söyledim..Dünyanın her yerindeki mazlumları koruyabilme gücüne sahip olduklarını ve İŞİD in soykırım uygulama suçuyla yargılanmasının tüm Ezidiler tarafından istendiğini söyledim...Bana tecavüz eden adamların gözlerinin içine bakmak istediğimi söyledim..Her şeyden çok, dedim, dünya üzerinde hikayesi benimkine benzeyen son kız olmak istiyordum...”
“Ulaştığımız teknolojik düzeyle övündüğümüz 21. yüzyılda hala bu soykırımların, işkencelerin yaşanması, üstelik bunun bir de dinsel motiflerle haklı gösterilmeye çalışılması, uygarlığımızın doğru bir uygarlık olmadığını, çarpık bir sistem içinde yaşadığımızı ortaya koyuyor...Eğer dünyada milyarlarca insanın elinden bırakamadığı telefonlar ve bilgisayarlar, cehaleti ve önyargıları gidermeye yetmiyorsa, vicdan ve dayanışma duygularını desteklemiyorsa ne yapacağız? Bu sağırlığa, bu duyarsızlığa ve önyargılara nasıl çare bulacağız?...”
Annem aklımdan çıkmıyordu. Ona göre hayatta hiçbir şey intiharı meşru kılacak kadar kötü olamazdı. “Tanrı’nın sana sahip çıkaracağına inanmalısın” derdi…
“Bütün yolların aynı berbat yere çıktığı bir dünyada olduğumuzu fark etmeksizin, bir tercih işkenceyle sonuçlanacakken diğerinin bizi kurtaracağı düşüncesiyle verdiğimiz kararlar beni hâlâ şaşırtıyor.”:::!!!