Gazeteci, şair ve aktivist olan Namık Tarancı, 1955 yılında Diyarbakır’da dünyaya geldi. Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın yeğenidir aynı zamanda. Dört yaşına bastığında babasını kaybetti. Gençlik dönemlerinde ise politika ile yakından ilgilenmeye başladı. Ayrıca belli bir dönemde Yurtsever Devrimci Gençlik Dernekleri’nin Diyarbakır da bulunan şubesinde başkanlık yaptı. Aynı zamanda bu süreçte bir Türk süt fabrikasında da çalıştı. Ancak sergilediği politik faaliyetleri sebebi ile işten çıkarılma durumunda kaldı. Daha sonra eğitimine geri dönen şair, Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Şair, 1980 yılında Saraykapı’da bir mekanda otururken yapılan baskın ile gözaltına alındı. 12 Eylül darbesine kadar da tutuklu kaldı. Daha sonra ise çıkarıldığı mahkemede verilen karara göre altı yıl boyunca hapis cezasına çarptırıldı.
Namık Tarancı, altı yıl süren hapsinin ardından Derman Tarancı ile dünya evine girdi. Aynı zamanda Haberde Yorumda Gerçek adında bir dergide gazetecilik faaliyetleri yapmaya başladı. Bu süreçte edebiyatla da yakından ilgilendi. İlk şiir kitabı olan Sevdamıza Prangalar Vurulmaz adındaki eseri, Evrensel Basın Yayın aracılığı ile okuyucularla buluştu.
20 Kasım 1992’de gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda henüz 37 yaşındayken hayatını kaybetti. Ardında ise eşini ve üç yaşında bir oğlunu bıraktı. Namık Tarancı, ölümünün ardından yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda saldırının arkasında Hizbullah örgütlenmesinin bulunduğu ortaya konuldu. Namık Tarancı’nın eşi Derman Tarancı, şairin ölümünden bir gün önce kendisini ziyaret ettiğini ve büroda bulunan herkesin sessiz olduğunu belirtti. Aynı zamanda Tarancı büroya gelmeden önce birinin onu sorduğunu belirtmiştir. Tüm delillere rağmen cinayetin failleri yaklaşık iki yıl boyunca bulunamamıştır. Daha sonra gerçekleşen başka bir davada bu konunun açılması ile failler ortaya çıkmıştır. Bu şekilde Tarancı’nın cinayetini gerçekleştirenler hak ettiği cezayı bulmuş oldular.
Eseri
Genç yaşta suikaste kurban giden Namık Tarancı, şimdiye kadar pek çok şiir yazmış olsa da ancak bir şiir kitabı basıldı. Bunun adı ise Sevdamıza Prangalar Vurulmaz eseridir. Bu eserinde yoğunlukla toplumsal konulara değinmiş ve kendi düşüncesini savunmuştur.
Yeni baharlar rengindeyiz
Uyandı dicle fırat
Botandan taksime
Adım adım newrozlarla
Bir mayıslara
Halkların kardeşliğine
Uzattı kanlı önlüğünü
Demirci Kawa
Namık Tarancı Gerçek dergisi Diyarbakır temsilcisi 20 kasım 1992 gününün sabahında işine giderken öldürüldü
Az kişinin bildiği diyarbakırlı gazeteci, şair ve devrimci
Cahit Sıtkı Tarancı 'nın akrabasıdır
Namık Tarancı boyun eğmiyen ve haksızlığa baş kaldırmış gerçekleri kaleme alan gazeteci
Musa Anter (ak saçlı bilge apê mûsa)
Metin göktepe
Ersin yıldız
Kemal kılıç
Ferhat tepe
Nazım babaoğlu gibi katledildi
Namık tarancı sadece gazetecilik görevinde devrim mücadelesi vermiyordu
Politik Hayat'ta her zaman haklı gördüğü kavganın ilk sıralarında yer alıyordu
O (namık tarancı) bir Kürt olarak sadece kendi halkının acılarına değil zulm ve haksızlığa uğrayan tüm ulusların halkları için devrim mücadelesi veriyordu
Türk ve Kürt emekçilerinin işçilerinin her zaman saflarında yer almaya çalışıyordu
Hepimizin bildiği gibi kardeşlik bağlarını sağlam tutmaya çalışan herkes namlunun ucunda durmuş oluyor
Ben ırk,miiliyet,müslüman nede hiristiyanım Ben köleyim,ben köylüyüm .Ben işçiyim ,ben ezilenlerin soyuyum.Çünkü ben kardelenim.Ben bütün dünya kardeşlerin yanındayım
Yaşam ne kadar acı ve gaddar
olursa olsun
madem çarpıyorsa yürek
istekse döksün en zıkkım
Zehrini ayrılık
umut tükenmeyince elbet
gün ışır döner devran