İşte dilini bilen, seven ve sayan hiç kimse, orijinal görünmek yahut yenilik yaratmak hevesi uğruna Türkçeye kıyamaz. Ona faydalı hizmetlerde bulunmak istiyorsak önünde saygı ve itaatle başımızı eğelim, inceliklerine dikkat edelim.
Kökü tarihin derinliklerinde; dalları, yaprakları Türk ırkının yaşadığı dört kıtada; meyveleri binlerce cilt kitaplarda ve sevdası bütün Türklüğün gönlünde yaşayan Türkçeye kimse dokunamayacaktır.
Ferdi yaşatan şuuru olduğu gibi milleti ayakta tutan da milli şuur demek olan milli dildir. Onun için millet bütünlüğü üzerine titreyenler , milli dil üzerine de titrer.Milli bütünlüğü bozmak isteyen iç ve dış düşmanlar ise önce dili yıkmaya kalkışır. Bu mesele Türk milleti için çok mühimdir. Çünkü yeryüzünün dört kıtasında olan milletimiz ,bu ülkelerin her birinde bir kısım evladını da bırakmıştır. Böylece çeşitli ülkelerde Türk milletinden bir parça yaşamaktadır.
Ayrı vatanlarda ve yabancı boyundurluğu altında yaşamak bahtsizliğina uğrayan ırkdaşlarimizla bizim aramızdaki en kuvvetli bağ, dilimizdir.
Dilbilimcimiz Necmettin Hacıeminoğlu cidden kalemi kusursuz ve keskin yazarlarımızdan birisi. Bölümünden dolayı kitabın akıcılığına söz yok. Aynı şekilde konuları üç ana başlık üzerinde ve ara başlıklara ayırarak en iyi şekilde dönemin zor koşullarında bize sunuyor. Kendisi Trakyaya sürgüne gönderilse de aydınımız bizi ve akademiyi boş bırakmıyor. Aziz ruhu şâd olsun..
Milliyetçilik bilgi bakımından Türk milletini bütün hususiyetleriyle tanımak onun tarihini, edebiyatını, sanat ve kültürünü, dünya görüşünü, düşüncə sistemini, değer ölçülerini ahlak, gelenek ve töresini bilmek demektir.
Milliyetçilik ne kendisine zıt fikirlere karşı doğmuş bir tepki hareketidir, ne de bir takım tezlerin anti-tezidir. O bir dünya görüşüdür ve fikir sistemi olarak başlı başına bir tezdir.