Konevî, hadisin “Namaz nurdur.” kısmını şerh ederken şunları söyler:
«Allah nurdur, kulun hakikati ise karanlıktır. Karanlık bir varlık, aydınlık bir varlıkla karşı karşıya gelip tam bir hizada olursa, karanlık varlık güneşe nispetle ayda olduğu gibi aydınlık olandan nur alır. Görmez misin ki aslında zulmetli, kesif ve paslı bir cisim olan ay, güneş ile karşılaştığında nasıl nur elde etmekte, nur elde etme derecesi güneş karşısında bulunduğu konuma ve bir hizada bulunmasına göre nasıl farklılaşmaktadır. Şu halde karşı karşıya kalma tam ve hizada bulunma doğru olduğunda nur elde etme tamam olur. Dikkat çektiğim şeyleri anladıysan namaz kılanların namazlarında Rablerinden elde ettikleri nasiplerin farklılığını kavrarsın. Ayrıca Hz. Peygamber’in “Gözümün nüru namazda kılındı.” hadisinin sırrından bir tarafı öğrenmiş olur; yine Hz. Peygamber’in sahabilerine safları düzeltmelerini emrettiğinde söylediği “Ben sizi önümden gördüğüm gibi arkamdan da görürüm.” hadisinin ve bu hâlin namaza tahsis edilmesinin sırrını idrak edersin.»392
Hayyüne’ye atfedilen şu metin züht ile muhabbet arasında bir anlam sunması ve hüzünden muhabbete doğru değil muhabbetten hüzne doğru bir fikri yansıtmasıyla dikkat çeker:
«Kim Allah’ı severse ünsiyet bulur; kim ünsiyet bulursa neşe dolar; kim neşe dolarsa özlemi artar; kimin özlemi artarsa hayrete düşer; kim hayrete düşerse kulluk eder;86 kim kulluk ederse kavuşur; kim kavuşursa birleşir; kim birleşirse bilir; kim bilirse yakınlaşır; kim yakınlaşırsa uyumak bilmez ve üzerine hüznün şimşekleri çakar.»87