İnsanın yüzü niye hep dürüsttür ki!
Hemen ele veriyor her şeyi. Gözün ayrı , dudakların ayrı, yanakların ayrı, kaşların bile sana ihanet ediyor, saklamaya çalıştıklarını hemen dışavuruyor.
... Birlikte ölebilmek için hep aynı şeyleri yer içerlerdi. Miktarı bile aynıydı. Bazen babası, " Hanım, tek şeker çaya pek tat vermemiş, birer tane daha atalım mi?" diye sorar, annesi de gönülsüzce," Benimkinin tadı ıyi ama neyse birer tane daha atalım bari, madem canın istedi." derdi. O kadar bağlıydılar ki birbirlerine. Sinan hiçbir zaman bir anlam verememişti buna. Babasının annesine olan tükenmeyen aşkı hep garipsemişti. Keşke diledikleri gibi beraberce ölebilirlerdi.