*Adnan Kahveci’nin İlâhiyat Profesörü kuzeni Niyazi Kahveci'den harika tespitler.*
- Bu ülkede en çok satılan, en çok satın alınan fakat hiç kullanılmayan tek şey dindir. Bunu satın alan halk problemlidir! Halkın zihin yapısı problemlidir! Bu problemlerin faturasını millet olarak birlikte ödüyoruz..
Bu kafa birini büyütüyor, sonra da gidip
Düşünmek, insanları diğer canlılardan ayıran ve onu nitelikli kılan en büyük faaliyet. İşte kitap da tam bunun üzerine yazılmış.
Bu kitapta belki de daha öncesinde bilmediğiniz bir çok mesele ele alınmış. Yani şahsen ben birçok yeni şey öğrendim. Tabii ele alınan meselelerin bir kısmı tartışmalı mevzular. Burada önemli olan husus bunların doğruluğu ya da yanlışlığı değil bu farklı görüşlerden haberdar olmak. Şöyle kısaca kitap hakkında bir kaç kelam edecek olursak şunları söyleyebilirim:
Kitap, meseleye yaklaşırken çok temelden başlamış, önce insan ve insanlık tarihine ilişkin bilgiler vermiş ve ilerleyen kısımlarda burasıyla bağlantı kurmuştur.
Yazar, daha sonra beyin yapısı üzerinde durmuş, beynin işlevine, çalışma şekline, yapısına ve daha bir çok meseleye detaylı olarak çalışmada yer vermiştir.
Kitabın son kısmında ise başlıkla doğrudan uyuşan bilgilere yer verilmiştir. Tam olarak sistematik düşünce nedir? Nasıl yapılır ? Faydası nedir? Günlük hayatta ne işimize yarar? İlmî olarak insanı nasıl yetiştirir? gibi çeşitli soruların cevapları aranmıştır. Kitabın önceki kısımlarında verilen bilgilerle sağlam bir temel atılmış daha sonra da asıl konuya yer verilmiştir. Bence bu kitabı daha nitelikli hale getirmiş.
Çok keyif alarak ve şaşırarak okuduğum çok farklı bir kitap. İnsanda farkındalıklar uyandırmak adına kesinlikle okunmalı.
Prof. Dr. Niyazi Kahveci’nin yazmış olduğu Çağımız ve Düşünce adlı kitabında; temel olarak sistematik düşünme tarihi ve sistematik düşünme nasıl yapılır sorularına cevap bulacaksınız sayın kahveci batı medeniyetinden Türklerin geri kalmışlığını düşünme yapmamasına bağlıyor felsefi ve sosyolojik analizler yapıyor.
İnsan akılını ikiye ayırıyor diyebiliriz; animal akıl ve hüminal akıl
Animal akıl; insanın doğuştan getirdiği; temel barınma, yeme, içme, neslin devamı konusu ve içgüdülerin oluştuğu, diğer hayvanlar ile aynı işlevde olduğu ve insani(hümünal) olarak bir anlam ifade etmediği akıl olduğunu söylüyor.
Hüminal akıl ise insanın doğuştan sahip olmadığı bir kaç düşünsel faaliyetten sonra insanın sonradan edinimsel ve medeniyet üreten, insani insan yapan akıl olduğunu söylüyor.
İnsanın asıl amacını ise Animallıktan Huminallığa geçiş olduğunu savunuyor.
Düşünme tarihi ile ilgili olarak bazı anekdotları aktarırken tarih bilimi olarak birkaç hata yaptığını; Osmanlı konusunda ise çok katı bir fikir aldığını düşünüyorum. Okuyucuların bu durumu göz ardı etmeyerek okumasıyla Türk toplumunun “Medeniyet Sorununa güzel cevaplar getireceğini düşünüyorum. İyi okumalar…
Müslüman dünyasının bilimsel alanda hiçbir şey üretemeyip çağımızın gerisinde kalma nedenini bilimsel düşünme konusundaki yetersizliğimiz ve bunun nedenlerini, nereden kaynaklandığını bir ilahiyatçı prof. tarafından bu kadar cesurca kaleme alıp yayınlama cesaretini gösteren ülkemizde nadir rastlanabilecek bir düşünür insanının bu ufuk açıcı eseri hakkında söylenebilecek tek söz okuyun okutun.