Nurdan Aladağ kitabınızı büyük merakla okudum. kalbimdeki yaraya bakarken biraz da konuşmayı denedim durmadan kanayan yaralarımla, fakat kalbimin en derin köşelerinde gizlediklerim pek de hoşlanmaz soru sorulmasına, ne kadar zaman geçse o kadar sessizliğe gömülüyorlar, bu bir tur fobi olabilir, tabi bu konuda uzman olmadığım için her hangi yorum yapamam. Bir okuyucu olarak öyküleri beğendiğimi açıkça söyleyebilirim fakat son görüştüğümüzde de bahsettiğim gibi, okura kesinlikle acımayın çünkü onlar acı çekmekten büyük bir zevk alırlar ve bazen sırf acı çekmek için bir kitabi defalarca okurlar, çünkü orada yazılı metin (Şiir, Öykü, Roman vb.) kalbinde yeni yeni yaralar açacağını farkında olarak mahvolmak isterler.
Kitaptan bazı alıntılar:
"Bir köşeye atılmış, işe yaramaz bir eşya gibi yaşamak korkunçtu."
"İnsanları severdi ama insandan yana umudu azalmıştı."
"Merak edeni yoksa zaten ölüdür o insan."
"Kendisiyle yüzleşmeyi göze alamayanlara anlaşamayız."
"Kalbindeki yaraya iyi bak. O zaman anlarsın beni."
"Sokağa değil, kocaman bir boşluğa çıkmıştım."
"Kendilerine geç kalmış gibiydiler."
Başarıların devamını dilerim ve üçüncü kitabi artık sabırsızlıkla bekliyor olacağız.
Yalnızlıkla sohbet edecek kadar yalnız kaldınız mı hiç? Aşık olmaya layık görmeyip kendinizi “Ben sana aşık oldum, bil istedim.“ denince ölesiye şaşırdınız mı? Sevenin gözünden sevdiğini görmeye çalışıp bir zerre sevecek bir şey bulamayıp sevginin afyon olduğu kanısına vardınız mı? Hiç tanımadığınız bir adamın aşkına kendi kendinize karşılıksız
Her öykü başka bir yaşam.. belide bu yüzden öykülerin bendeki yeri başka…
Kalbindeki yaraya bak , benim gibi öykü severlerin tadına doyamayacağı türden bir kitap. Kitap ondokuz kısa öyküden oluşuyor.
Herkesin Bir Gurbeti var, Bir öykünün Öyküsü ve Bir Türkünün Öyküsü isimli öyküleri biraz daha fazla sevmiş olabilirim