Alışır bu can bedenim sinem üzre tutar bir gün
Âlemde Hakk'ını seven matlubuna yeter bir gün
Felek kurmuş yayın okun bizi demden atar bir gün
Gelir, kabrinde mürgüler sadâlaşır öter bir gün
Bırakmaz bu ecel peşin gelir yakan tutar bir gün
Aslımız turâbdan olmuş turâblara katar bir gün
Ecel cismi hatır gönül rica minnet figan bilmez
İster ağla ister sızla ister àh et şivan bilmez
İster gedâ ister sultan ister ol nevcivan bilmez
Bu bâbda Eflâtun gelse ecel için derman bilmez
Brakmaz bu ecel peşin gelir yakan tutar bir gün
Aslımz turâbdan olmuş turåblara katar bir gün
Sümmani neye müştaksın elinde sermayen sazdır
Deli gönül tayyar olmuş bilmem ne yana pervazdır
Biliriz ki baki mülk olan ibadet Hakk'a niyazdır
Bütün dünya senin olsa malım üç beş arşın bezdir
Bırakmaz bu ecel peşin gelir yakan tutar bir gün
Aslımız turâbdan olmuș turâblara katar bir gün
Gurbet ele düştü yolum
Ağlayıp gezer yürürüm
Efkâr ile deli gönlüm
Dağlayıp gezer yürürüm
Oldum işimden avare
Yakarom sinemi nara
Gönlümü zülf-i dilara
Bağlayıp gezer yürürüm
Dağlar başı oldu yurdum
Günden güne artar derdim
Ben kara gözlümü gördüm
Sızlayıp gezer yürürüm
Anlatamam melalimi
Göz görmesin meralimi
Halden bilene halimi
Söyleyip gezer yürürüm
Sümmani elden camı
Mest olup geçer eyyamı
Şaşkın sel gibi müdami
Çağlayıp gezer yürürüm
Dinle beni bir nasihat edeyim
En iyi dostundan sakın sen seni
Dünyanın bozulmaz manası budur
En iyi dostundan sakın sen seni
Gelir senin ile güler dost olur
Kul kusursuz olmaz kusurun bulur
Sakın ondan sana bir kemlik gelir
En iyi dostundan sakın sen seni
Sümmani'yem bunu böyle söyledim
Soyunup eğnimi üryan eyledim
Başıma geldiği için söyledim
En iyi dostundan sakın sen seni
Varıp gidem bir kâmile danışam
Belki benim şu derdimden bilen var
Bir güzelin ateşine yanmışam
Şu ah ile firkatine yanan var
Duman aldı koca dağın başını
Deyin nasıl silem gözüm yaşını
Gönül kalesinin mermer taşını
Hicran kalemiyle yarıp delen var
Derya kenarında ufacık taşlar
Nedir bu feleğin yaptığı işler
Deryada balıklar havada kuşlar
Belki benim şu derdimden bilen var
Der Sümrnani Yârab gönlüm hoş eyle
Ya bana ver sabır bağrım taş eyle
Ya bir çift kanat ver beni kuş eyle
Tez yetişem dost bağında talan var
Heva u hevesten geçmek isterim
Beni bana komaz divane gönül
Geceyi gündüzden seçmek isterim
Beni bana komaz divane gönül
Kendimi mizana vurmak isterim
Hayrımı şerrimi görmek isterim
Aklımı başıma dermek isterim
Beni bana komaz divane gönül
Dünyaya gelenler gelir ölmeye
Görüp birbirinden ibret almaya
Hercai sevmeden fariğ olmaya
Beni bana komaz divane gönül
Beni sevmeyeni düşman bilirdim
Sevene canımı feda kılardım
Vücudun şehrine sultan olurdum
Beni bana komaz divane gönül
Sümmani der derdim bildirmez idim
Bivefaya gönül aldırmaz idim
Nideyim düşmanı güldürmez idim
Beni bana komaz divane gönül
Havalanma gönül çıkma havaya
Yokla aslın yokla türap değil mi
Hulusun zanneyle Gânî Mevlâ'ya
Döner dünya sonu harap değil mi
Nefse uyan muradına eremez
Kuru dava ile kalbin silemez
Bir kulun rızkını bir şah veremez
Rızkı veren ancak Yâ Rab değil mi
Haindir okuyan haindir yazan
Haindir Hak için bir cevap düzen
Cihan fitne olmuş ålem de Pazar
Bu dünyanın işi dolap değil mi
Gel Sümmani sen de hava uçurma
Dost yüzüne gülüp zehir içirme
Başka lisan ile ömrùn geçirme
Ahir lisanımız azap değil mi
Gün be gùn artoyor benim dertlerim
Korkarım dünyada var bundan beter
Hamd olsun Mevlâma bu kadar yeter
Bundan artık derdi verme Yâ Rabbi
Bu fâni dünyada hiç dertsiz olmaz
Bașa geleceğin hiç kimse bilmez
Rahmet deryaları çoktur eksilmez
Deryadan rahmetin gönder Yâ Rabbi
Sam yeli de esti beni savurdu
Vücudumu kebap etti kavurdu
Yaran yoldaş benden hep yüz çevirdi
Sen nazar et bana aman Yâ Rabbi
Bağını görmüşem bülbüller ötmez
Ellerim kalkmıyor ayağım gitmez
Yaran yoldaş gelip elimden tutmaz
Sen elimden tut da kaldır Yâ Rabbi
Der Sümmani düştüm tükenmez derde
Mecnun gibi kaldım ah ile zarda
Bir alev almıştır vücudum nârda
Yolum Bedahşan'a düştü Yâ Rabbi
Gönül ne beklersin viran köşkünü
Geldi geçti ömrüm ne hayaldesin
Felek bir gün vurup târumar eyler
Geçti Süleymanlar ne hayaldesin
Kadir Mevlấ'm sen bilirsin halimi
Dünya karanlıktır bilmem yolumu
Yakına getirdin bize ölümü
Ahirin ölümdür ne hayaldesin
Bu fani dünyadır yoktur bir fayda
Gözümüz yoldadır gönül hay hayda
Ruh teslim eyle gel şu aziz ayda
Ayın tamam oldu ne hayaldesin
Bu fani dunyador bellidir belli
Ne şal giyen kalır ne yüzü allı
İstersen yüz yaşa ister yüz elli
Ahirin ölümdür ne hayaldesin
Yarabbi Sümman'e eyle inayet
Selâvatla bulsun ömrü nihayet
Habibim Muhammed eyle şefaat
Dürüldü defterim ne hayaldesin
Ezel bahar gelse cebel dağlara
Lale mor menekşe bitmek içindir
Bülbül figan eder inin bağlara
Gönül goncasın: dermek içindir
Bu dünya fanidir ezelden fani
Bugünün varlığı gör yarın hani
Hak bize vermiştir akıl lisanı
Kendine ibadet etmek içindir
Der Sümmani deli gönül lök olmaz
Gelen gider bu dünyada mülk olmaz
Can emanet bu gövdeye yük olmaz
Gelmişiz dünyaya gitmek içindir
Benim yazım bilmem ak mı kara mı
Hiçbir tabib sağaldamaz yaramı
Yüksek yüksek dağlar almış aramı
Kavuşmamız oldu muhal ağlarım
Kanadım yok uça uça varayım
Dağlara taşlara bir bir sorayım
Mümkün değil artık yüzün göreyim
Yâdıma geldikçe bu hal ağlarım
Derdim gamum ey Sümmani tükenmez
Acılaştı hayat meyvası yenmez
Gönül evi yıkılmıştır şenlenmez
Hayatmıı sarmış melal ağlarım
Mübtelâyım hatrımdan fikr-i yâr eksik değil
Görmeyeli mâh cemâlin âh ü zâr eksik değil
Çeksem el kılsam feragat aşk beni rahat komaz
Başta sevda dilde zahmet kalbde nâr eksik değil
Emr-i Hak'la tâ ezelden böyle yazılmış kalem
Bağrımı hûn eyledi derd ü belâ mihnet elem
Bilmezsem payem mi alçak bu benim bahtım mı kem
Keyfime keder verir bir nâbekâr eksik değil
Ger bulayım der isen sen bu cihanda devleti
Ehl-i dil kâmiller ile kâim eyle sohbeti
Câhil ü nadan ile ger ider isen ülfeti
Yâ elinden yâ dilinden bir zarar eksik değil
Gel nasihat diler isen sana tahkik bir haber
Ger nasihat dinlemezsen sana çok ider zarar
Zevrakı engine salma pek sakın Aşık Ömer
Deryalarda bir muhalif rûzigâr eksik değil
Yine urdun sînem üzre nice yüz bin yâreyi
Vakt ola kim bulmayasın mum yakuben areyi
Gördiğüm günler bu gündür ol Ömer biçâreyi
Elvedå' kim hașre tâ sen bir yana ben bir yana
Ne canlardan geri kalmış misâfirhanedir dünyâ
Harâp ender harap olmuş yatur viranedir dünyâ
Harap olmuş dü rûyine dualar yüzü suyuna
Nazar kıl hây ü hûyine kuru efsânedir dünyâ
Şirar-i mekrine yanma yüzüne güler inanma
Sen anı âşinâ sanma sakın bigânedir dünyâ
Ne semte kullanırsan at felek eyler sen âhir mat
Mücerret zehr ile kat kat dolu peymânedir dünyâ
Ömer el çek safâsından vefa umma vefasından
Hazer eyle cefâsından fenadır yâ nedir dünyâ
Beni bana komaz aşk-ı cünûnum
Serimi sevdaya saldım ağlarım
Dembedem artmakta derd-i derûnun
Seng ile sinemi deldim ağlarım
Ah etmekten elif kaddim oldu dal
Şadilik eksilüp artmakta melâl
Vatanı gözüme görünür hayal
Diyar-ı gurbette kaldım ağlarım
Ey Ömer kalmışım ben bu hasrette
Diyâr-ı gurbette şâm-ı zulmette
Hep iller işrette zevk u sohbette
Ben bir mekân bulmaz oldum ağlarım