Nuri Conker

Nuri ConkerZabit ve Kumandan yazarı
Yazar
9.2/10
11 Kişi
50
Okunma
7
Beğeni
995
Görüntülenme

Hakkında

Mehmet Nuri Conker (29 Eylül 1882, Selanik, Osmanlı İmparatorluğu - 11 Ocak 1937, Ankara, Türkiye), Türk asker ve siyasetçi. Hayatı Osman Bey'in oğludur. 14 Mart 1900 tarihinde girdiği Harp Okulu'ndan 6 Aralık 1902 tarihinde Teğmen, devam ettiği Harp Akademisi'nden 5 Kasım 1905 tarihinde Mümtaz Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu ve 3. Ordu emrine verildi. 17 Ekim 1906 tarihinde 34. Alay 3. Tabur 4. Bölük Komutanı, 20 Mart 1907 tarihinde 3. Ordu 5. Nişancı Tabur Komutanı Yardımcısı, 26 Ağustos 1910 tarihinde 5. Ordu Küçük zabit (Astsubay) Okulu Müdürü olarak atandı. 28 Mart 1911 tarihinde Kurmay Yüzbaşı rütbesine terfi etti. 22 Haziran 1911 tarihinde Üsküp Redif Tümeni Kurmay Başkanlığı'na, 31 Ekim 1911 tarihinde Bingazi Kuvvetleri Kurmaylığına atandı. 5 Kasım 1911'de Kurmay Kıdemli Yüzbaşı rütbesine terfi etti. 2 Ocak 1912 tarihinde Bingazi Genel Komutanlığı Kurmaylığına atandı. 5 Haziran 1912 tarihinde Kurmay Binbaşı rütbesine terfi etti. 16 Ekim 1912 tarihinde İstanbul'a döndü. 25 Kasım 1912 tarihinde Çanakkale Boğazı Kolordusu Kurmaylığına atandı. 8 Şubat 1913 tarihinde Balkan Savaşları sırasında Bolayır Muharebesi'nde yaralandı ve 27 Nisan 1913 tarihinde tedavi için Almanya'ya gönderildi. 15 Aralık 1913 tarihinde Genelkurmay 2. Şube'de görevlendirildi. 8 Ocak 1914 tarihinde 1. Tümen Kurmay Başkanı, 13 Temmuz 1914 tarihinde 3. Kolordu emrindeki 24. Piyade Alay Komutanı olarak atandı. 5 Eylül 1915 tarihinde Kurmay Yarbay rütbesine terfi etti ve 8. Tümen Komutanı olarak atandı. 23 Nisan 1917 tarihinde Lahey Ataşemiliteri olarak görevlendirildi. 13 Haziran 1920 tarihinde Türk Kurtuluş Savaşı'na katılmak üzere Ankara'ya geldi. TBMM tarafından Basın ve İstihbarat Genel Müdürlüğü'ne atandı. 11 Eylül 1920 tarihinde Ankara Komutanlığı görevine atandı. 16 Eylül 1920 tarihinde 41. Tümen Komutanı olarak görevlendirildi. 11 Şubat 1921 tarihinde 41. Tümen Komutanlığı görevine ilaveten Adana Valiliği görevine atandı. 27 Şubat 1921 tarihinde satın alma ve eşya sevki işleriyle görevli olarak Almanya'ya gönderildi. Türk Kurtuluş Savaşı'ndan sonra başarılarından ötürü 1 Eylül 1923 tarihinde Kurmay Albay rütbesine terfi etti ve TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. 1925-1927 yılları arasında TBMM'de Kütahya milletvekili olarak görev aldı. 4 Temmuz 1927 tarihinde kendi isteğiyle ordudan emekli oldu. TBMM II., ve III. Kütahya, IV. Dönem (Ara Seçim) ve V. Dönem Gaziantep Milletvekilliği, II. Dönem 5. Sube Başkanı, IV. Dönem Parlamentolar Türk Grubu Kurucu Üyeliği, V. Dönem TBMM Başkan Vekilliği yaptı. 11 Ocak 1937 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi nedeniyle Ankara'da vefat etti. Almanca biliyordu. Atatürk ile arkadaşlığı Mustafa Kemal Atatürk'ün çocukluk ve silah arkadaşıdır. Selânik'te mahalle arkadaşı, sonra Askeri Rüştiye'de, Manastır İdadisi'nde, İstanbul Harbiye Mektebi'nde, Harp Akademisi'nde okul arkadaşlığı ettiler. Selânik'te Üçüncü Ordu, Hareket Ordusu, Arnavutluk Harekâtı, Afrika'da Trablusgarp ve Bingazi Muharebeleri, Çanakkale Anafartalar ve Conkbayırı Muharebeleri, Doğu'da Muş Cephesi, İstiklâl Harbi ve inkılâplar devrinde hep birlikte görev yaptılar. Vefatına kadar çoğunlukla Mustafa Kemal Atatürk ile beraber bulundu. Atatürk onun arkadaşlığını daima aramış ve birbirlerine karşı vefalı dost olmuşlardır. Onunla şakalaşmaları, konuşmaları samimi bir hava içinde geçerdi. Latife Hanım dışında Atatürk'le ulu orta senli benli konuşup, ona adıyla ("Kemal" diyerek) hitap edebilen tek kişi olup Atatürk'ün, annesinden sonra ölümüne en çok üzüldüğü kişidir. Kitapları Zabit ve Komutan adlı bir eseri vardır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Zâbit ve Kumandan ile Hasbihal isimli kitabı bu eseri okuduktan sonra onunla "hasbihal" şeklinde cevabıdır.
Tam adı:
Mehmet Nuri Conker
Unvan:
Türk asker ve siyasetçi
Doğum:
Selanik, Osmanlı İmparatorluğu, 29 Eylül 1882
Ölüm:
Ankara, Türkiye, 11 Ocak 1937

Okurlar

7 okur beğendi.
50 okur okudu.
2 okur okuyor.
29 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“En iyi sahnelenen oyunlar, en çok prova edilenlerdir.."
Savaş, barış zamanındaki çalışmanın bir sınavıdır.
Reklam
Ordumuzun son Balkan Savaşı'ndaki ağır yenilgisi acı bir gerçektir.
Sayfa 90 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Savaş en iyi savaşta öğrenilir.
Sayfa 88 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Meşrutiyet döneminde, Osmanlı ordusunun ilk göz önüne çıktığı Edirne manevra sahasında hayalen şöyle bir dolaşalım: Senin ve benim; ve senin ve benim gibi birçok arkadaşın kollarımızda birer beyaz bant vardı. Biz hakemdik. Bizden daha büyük hakemler de vardı. Ne hüküm verilmişti.? Bunu söylemeden önce ne görülmüş olduğunu hatırlayalım. Sözgelimi,
Subay ve Komutan'ın ikinci bölümü çok önemlidir. Subay, kalp, güven kazanacak ve arkasına alacağı insanlara moral desteği verecek.. Bu bölümün başından sonuna kadar olan birçok güzel sözleri dinledikten sonra: ''Askerlik, işlerin çekip çevrilmesi değil, insanların yönlendirilmesi ve yönetilmesi sanatıdır'' tanımına geri
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
60 syf.
8/10 puan verdi
Eser; Türkiye İş Bankası yayınlarının çıkardığı ilk eserdir. Eser aslında Nuri Conker'e aittir. Fikir ondan çıkmış ve ilk bölümleri yazdıktan sonra Atatürk'ün dikkatini çekmiş ve kendisi de eklemeler yaparak Askerlik alanında genç subaylar ve askerler için bir başlangıç, nasihatler niteliğinde bu eser meydana çıkmıştır. Hacmi küçük ancak keyifle okunabilecek bir eserdir.
Zabit ve Kumandan
Zabit ve KumandanNuri Conker · Cumhuriyet Yayınları · 199850 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Subayın acemi erleri eğitmesinden, atış kurallarından, eğitim öğretim programının düzenlenmesinden, bölüğün yetiştirilmesinden, harita okunması ve taarruz yöntemlerinden söz etmekten ziyade bir subayın saymış olduğum ve benzeri görevleri harpte uygulamak ve yapmakla yükümlü, çeşiti rütbelerdeki komuta ve sorumluların, zaferi ve galibiyeti sağlayacak biçimde görevlerini yerine getirmeleri için taşımaları gerekli ve mutlak niteliklerden, bilimsel hasletlerden karakter ve meziyetlerden söz etmektedir. O zamanın şartlarında bunları söyleyebilmek ne kadar kolaydır bilmiyorum ama bu zamanın şartlarında bunları düşünmek bile zor. Söylemek ise ayrı bir meziyet. Fuzuli'nin "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" dediği gibi durum..
Zabit ve Kumandan
Zabit ve KumandanNuri Conker · Cumhuriyet Yayınları · 199850 okunma