Nuri Kayış (d. 1954, Niğde) Gazeteci, Yazar, Eski RTÜK Başkanı
Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu Radyo ve Televizyon Bölümü’nü (Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi ) bitirdi.
1973 yılında İş ve İşçi Bulma Kurumu’na memur olarak girdi ve 1977 yılına kadar bu kurumda çalıştı. Gazeteciliğe Son Havadis’te başlayan Kayış, Hür Anadolu, Başkent, Ekonomik Basın Ajansı’nda çalıştıktan sonra 1979 yılında Günaydın gazetesine geçti. Bu gazetede, muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü olarak görev yapan Kayış, 1985 yılında Ulus gazetesinin yeniden yayın hayatına başlamasında görev aldı ve bu gazetede de 6 yıl süreyle haber müdürlüğü yaptı, günlük yazılar yazdı. Haberleri ve yazıları nedeniyle 5 kez “yılın gazetecisi” seçilen Kayış, 1992-2000 yılları arasında Sabah gazetesi parlamento bürosunda çalıştı. Basın kuruluşlarınca beş kez yılın gazetecisi seçilerek ödüllendirildi.
2000-2002 döneminde RTÜK başkanlığı yaptı. 2002-2005 döneminde RTÜK üyesi olarak görev aldı. RTÜK başkanlığı sırasında iki kez yılın bürokratı seçildi. “Burası İrtica FM” kitabıyla, Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin 2006 Araştırma-İnceleme Ödülü’nü kazandı. Sürekli sarı basın kartı sahibi.
Evli ve bir çocuk babası.
Yayımlanmış Kitapları
- Ben RTÜK Başkanıyken (Remzi Yayınevi)
- Burası İrtica FM (Bir Harf Yayıncılık)
- Tanrım Reytingimi Koru (Güncel Yayıncılık)
- Neşter Bazen Yanlış Keser (Sobil Yayıncılık)
- Gözleri Bağlı Tanrıça'nın Ayarsız Terazisi (Sinemis Yayınları)
- Di’li Geçmiş Zamanın Şimdiki Hali (Sobil Yayıncılık)
- Hazerfen’in Peşinden Koşmak (Sobil Yayıncılık)
- Meraklısına Medya Dersleri (Serhat Hürkan'la - Sinemis Yayınları)
- Sansürsüz Sansür Tarihi (Serhat Hürkan'la - Sinemis Yayınları)
- Ölüme Götüren Yazılar (Tanyeri Kitap)
Basit bir dille yazılan ve sürekli kendini tekrarlayan cümlelerin oluşturduğu bir kitap maalesef.
Yazar RTÜK eski başkanı olması vesilesiyle, basın ve yayın üzerinde ( geneli irticai söylem olmak üzere ) yaşanan yanlış olayları yazmış fakat olayların ülkemizde “sıradan olaylar” kategorisinde bulunması sebebiyle çok ilgi çekmediğini belirtmek isterim.
Ayrıca kitap 160 sayfa olmasına rağmen, oluşturulan düzen neticesinde kabaca 100 sayfalık bir doluluk oranı sağlıyor. Özetleyecek olursak, okumayı düşünenlere tavsiye etmiyorum diyebilirim.
Gazetecilik (gerçek gazetecilerden bahsediyorum, bugünkü gibi bir gazetecilik değil) zor bir meslektir, bütün dünyada zorlukları vardır fakat bu coğrafyada daha fazla zorlukları vardır. Sadece cumhuriyet döneminde değil Osmanlı döneminde de hep sıkıntı çekmişlerdir. Çünkü gazeteci "kimsenin yazmaya cesaret etmediğini yazandır". Bu yüzdendir ki bir gazeteci devlet veya güç gruplarından birinin işine çomak sokuyorsa ya öldürülür ya da içeri atılır. Türkiye, bunun en bariz görüldüğü yerdir. Tarih bunun kanıtları ile doludur.
İşte bu kitap eski bir RTÜK başkanı tarafından, Cumhuriyet tarihinin en karanlık zamanlarında gericiler, yobazlar, terör örgütleri, faşistlerce öldürülen topluma mal olmuş gazetecilerin hayatına özet bir bakış ve önemli yazılarını içermektedir. Kimdir bunlar ;
Sabahattin Ali
Abdi İpekçi
İlhan Darendelioğlu
Sami Başaran
Kamil Başaran
Çetin Emeç
Turan Dursun
Musa Anter
Uğur Mumcu
Ahmet Taner Kışlalı
Hrant Dink
Sevin veya sevmeyin, düşüncesini benimseyin veyahut benimsemeyin bu insanlar sırf birleri sus dedi diye susmayıp, düşüncelerini gözünü kırpmadan açık açık söyledikleri için öldürüldüler.