.İkinci Dünya Savaşı sonrası kadınlara yapılan, “Evine dön, çocuk doğur.” çağrılarına karşın şiir yazmaya karar veren Silvia Plath'in şiirleri; insanı nesneleştiren toplumsal ilişkilere, erkek egemenliğine, bürokrasiye, cinsel rollere karşı isyan ederdi. Şaşırtıcıydı ve sivri mi sivri, sert bir dili vardı. İngiltere’nin geleceği parlak kraliyet şairi Ted Hughes ile evlenmişti. Kocası şiir yazıp, ödüller alırken çocuk doğurup; pasta, börek, yemek yapmak zorunda kalmış, bunalıma girmiş, en sonunda da iki çocuğunu uyutup, sabah kalktıklarında yemeleri için tereyağı sürülmüş ekmek, yanında da birer bardak süt bıraktıktan sonra mutfağa gidip, fırının gazını açıp, kafasını içine sokmuş. Anneme, “Dün bir neşelendim, sonra bulutlandı.” dedim, “Aynı ben.” dedi. Dikiş dikerdim ve hep ölmeyi düşlerdim…”
“ Eğitimde feda edilecek tek bir kişi yoktur.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Merhabalar kitapsever dostlar.Sizlere okurken keyif aldığım her satırı gözümde canlandırdığım harika bir eserle geldim Zeko’nun Mediye’si.
Kitabımız ilk etapta Şana Asya’nın babasının vefatı ile başlayan ve annesi ile nasıl tanıştıklarını konu alan bölümlerden oluşuyor.Kitabı
Dilek, gözünün önüne, sevdiği kadınla evlenerek yeni bir yaşam kurmak ve yalnızca biraz mutlu olmak isteyen babasını, babasıyla ortak düşleri paylaşmış sevgilisini ve annesini getirdi. Kendi kendine, “Hangimizin yaşamı bir çizgi üzerinde inişleri çıkışları olmadan ilerliyor? Bazılarının mutluluğu diğer bazıları için mutsuzluk olabiliyor. Yazgı ipliklerini büken tanrıçaların yerinde olsaydım başkalarının mutsuzlukları üzerine kurulan yazgıları yazmazdım,” dedi. Sonra, “Belki de onlar herkes için en iyisini yazıyor fakat biz kabul edemiyoruz” diye fısıldadı. Gerçekten de yaşamımıza bazen kontrol ettiğimiz bazen edemediğimiz rastlantılar bazen de bu rastlantılarla değişen duygulanımlarımız yön vermiyor mu? Duygular da elbette değişiyor, insan birine âşık olabiliyor, onda aradığı sevgi ve sıcaklığı bulamayıp vazgeçip başka birine tutulabiliyor, onu bir öncekinden daha fazla sevebiliyor, sonra onda da aslında aradıklarının olmadığını anlayıp vazgeçebiliyor. İnsanın gerçek huzur ve mutluluğu bir başkasında arayıp bulamadığı en sonunda da kendi içinde bulmasıyla son bulan bir arayış bu!