Yugoslavya'yı seviyorum ama onun yönetimini değil. (...) Bütün sevgimi özgürlüğe veriyorum ve geriye yetkililer için bir şey kalmıyor.
Aliya İzzetbegoviç
“Mahkeme heyetindeki bütün kulaklar söylediklerimize kapalı olsa bile,biliyoruz;tarih bizi dinliyor!
“Düşünmeliyim!Düşünmek! İşte düşünüyorum.Sizi düşünüyorum.Bana bu işkenceyi yapan sizleri düşünüyorum:Sizi,bu akvaryumun kristal camına burnunuzu ezerek dayamış ve beni hapsetmiş olmanın ilginçliğini izlerken görüyorum.Gösteriye bayılıyorsunuz.”
Oyun yazarı ve yönetmen Dario Fo,Ulrike Meinhof’u bu şekilde konuşturdu,Ulrike bağırıyordu,Ulrike düşünüyordu.Ve kapatıldığı akvaryumda suyun yüzeyine cansız bedeni çıktı.Dinlenilmeyen,anlaşılmayan pek çokları gibi..
.
Ömür Uzel,düşünceleri-hayalleri-eylemleri yüzünden yargılananların sözlerini bir araya getiriyor. Sokrates’ten Deniz Gezmiş’e,Vanzetti’den İzzetbegoviç’e..
.
Keder yüklü hayatlar belki onlarınki..Ama ilham dolu aynı zamanda.Başkaldırı,boyun eğmeyip sesini yükseltmek..’Kral çıplak!’ diyebilmek. Ve üzerlerine atılan çamurlardan bile bir eser ortaya koyabilmek~
.
Fikirleri sizin fikirleriniz gibi olmayabilir,dünyaya aynı pencereden bakmıyor, yarını aynı şekilde düşlemiyor olabilirsiniz. Ama bir insana ‘sen yanlışsın ve sen ceza çekmelisin!’ diyorsanız onu dinlemeniz gerekir.
Neden? Ne ve nasıl? Dinleyin çünkü Mahir Çayan’ın dediği gibi:
“Mahkeme heyetindeki bütün kulaklar söylediklerimize kapalı olsa bile,biliyoruz;tarih bizi dinliyor!”
.
Kapak tasarımı Sedat Gösterikli’ye ait. Eserin bir diğer güzel yanı: faydalanılan çeviri ve kaynakların kitabın sonunda belirtilmesi~
Tarih sahnesinde öne çıkmış ve çoğumuzun bildiği bazı isimlerin uğradıkları suçlamalar karşısında yaptıkları savunmaların bir araya getirildiği bu kitap, daha çok dönem ödevi veya bir tezin taslak hali olarak nitelendirilebilir. Yazar bir kitap yazdığı fikrine kaptırmış kendini, diye düşündüm okurken.
Nitekim anılan şahısların savunmaları olduğu gibi aktarılırken; onların hayatları, ideolojileri hakkında çok az bilgi verilmiş. Bu da kitabın sadece bir not defteri işlevi görmesine yol açmakta.
Sokrates’ten , Deniz Gezmiş’e ,Adanan Menderes’den Ulrike Meinhof’a kadar on beş tanınmış kişinin muhakeme salonunda kendilerini savunmalarını içeren ( kısa bir bölümünü ) bu kitabı okurken, asırlar geçmesine rağmen , insanlık tarihi hakkında ve insanlar hakkında bazı değişmeyen gerçekleri daha iyi anlıyorsunuz.
Ne kadar yüzeysel olsa da her biri tarihe geçen bu savunmalar hakkında biraz olsun fikir sahibi olmak için iyi düşünülmüş bir kitap.