Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

9.5/10
4 Kişi
77
Okunma
1
Beğeni
567
Görüntülenme

Owen Booth Gönderileri

Owen Booth kitaplarını, Owen Booth sözleri ve alıntılarını, Owen Booth yazarlarını, Owen Booth yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Alman ordusu 1 Eylül 1939’da Polonya’ya girdiğinde, İngiltere’de milyonlarca öğrenci, öğretmenleri ve hamile kadınlarla birlikte ülkenin büyük şehirlerini terk edip, Alman bombardıman uçaklarının gazabına uğraması daha az muhtemel olan kırsal kesimin güvenliğine doğru yola çıktığı. (…) Üç milyon çocuğu tahliye edem İngiltere savaş boyunca en fazla çocuğu tahliye eden ülke oldu.”
Sayfa 59 - Kronik KitapKitabı okudu
Hitler, Polonya'nın işgaline yönelik hazırlıklarına geleneksel aldatmacalarıyla başladı. Nazi toplama kamplarındaki bazı tutuklular öldürülüp, cesetlerine Polonya ordusu üniformaları giydirildi. Bunlar Alman-Leh hududu yakınlarındaki Gleiwitz radyo vericisinin yanına atıldı ve Naziler bu cesetleri Polonya'nın Almanya'ya taarruz ettiğinin kanıtı olarak sunup ordusuna intikam emri verdi. Dünya bir kez daha savaştaydı.
Sayfa 24 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Zeki ve kurnaz bir adam olan Stalin, Müttefiklerin Sovyetler Birliği hakkındaki nicedir süren çekincelerini bir kenara bırakamayacaklarını hızla fark edip, Almanlarla savaşacak dostlar edinemiyorsa, Hitler'le uzlaşmaktan başka çaresi olmadığı sonucuna vardı. Müttefiklerle müzakereye devam eden Stalin, bir yandan da gizlice Nazilerle masaya oturdu. Bu müzakereler hızla meyvesini verecekti. Polonya'ya girmeye hevesli olan Almanya'nın, Sovyetlerin Polonya'nın yardımına gelmeyeceğinden emin olması lazımdı. Stalin, Polonya'nın yıkımından pay almak ve Sovyetlerin Baltık'taki pozisyonunu pekiştirmek için bu fırsatı kullanmak istiyordu. Zaman kaybetmeyen iki diktatör, 22 Ağustos 1939'da imzaladıkları gizli bir antlaşmayla Doğu Avrupa'yı aralarında taksim etti. Polonya'yı ortadan ikiye bölecekler ve ardından Sovyetler; Letonya, Estonya, Litvanya ve Finlandiya'da nüfuzunu genişletmekte özgür olacaktı. Polonya'nın ortadan kalkmasıyla Hitler de Sovyet müdahalesinden korkmaksızın Fransa'yla savaşabilecekti.
Sayfa 24 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
1939 baharında Avrupa'nın dört bir yanında çiçekler açarken, Alman askerleri Çekoslovakya'dan geriye kalanların içine daldı. İngiliz ve Fransızlar ise can havliyle Hitler'in amansız yürüyüşünü durdurmak için kendilerine yardım edebilecek bir müttefik aramaya başladı. Şans eseri, Nazi Almanyası'nın ideolojik baş düşmanı Soyyetler Birliği; Birinci Dünya Savaşı'ndaki İngiliz, Fransız ve Rus ittifakını diriltmeye hevesliydi.
Sayfa 23 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Almanya bu sırada Versay Antlaşması'nı hiçe sayarak gizlice silahlanıyordu. Hitler çok geçmeden ordusunu devreye soktu. 1936 yılında Versay'a bir kez daha meydan okuyup, ordusunu antlaşma uyarınca askerden arındırılmış olan Rheinland'a gönderdi. İngiltere ve Fransa tepki göstermeyince, Hitler yine saldırmaktan çekinmedi. İki yıl sonra, takvimler 1938'i gösterirken Alman ordusu Avusturya'ya girdi ve bütün ülkeyi Nazi İmparatorluğuna ilhak etti. Böylelikle Anschluss tamamlanmış oluyor, Almanya ve Avusturya'nın birleşmesini yasaklayan madde çiğneniyordu.
Sayfa 19 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Alman halkı çok geçmeden Hitler'in orduyu yeniden inşa etme arzusunun etkilerini hissetmeye başladı. Zorunlu askerlik 1935'te yeniden yürürlüğe kondu. Genç erkeklerin orduda bir yıl geçirmeleri ve ardından bir süre ulusal işçi birliklerinde çalışmaları bekleniyordu. Alman gençlerinin eğitimini tamamlama görevi artık okulların değil ordunun sorumluluğundaydı. Almanya'nın genç erkekleri, hem silahlarını nasıl kullanacaklarını bilecek hem de Anavatan için savaşmakla niçin yazgılı olduklarını anlayacak politik askerlere dönüşmeleri umuduyla Nazi idealleriyle endoktrine edildi.
Sayfa 18 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Hitler'in 1933 yılında Almanya'da iktidara gelmesinden bu yana, Avrupa'da ikinci bir dünya savaşı olası görünüyordu. Hitler ve Nazi ideolojisi, savaşı bir ulusun diriliğinin en büyük sınavı olarak resmederek yüceltiyordu. Alman diktatör, Almanya'yı Avrupa'nın başat askeri gücü hâline getirecek ve Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan barış antlaşmalarını yırtıp atmasını sağlayacak bir savaşçılar ulusu yaratmaya kararlıydı.
Sayfa 18 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Hitler, İngiltere ve Fransa'nın biatını güvenceye aldıktan sonra hiç vakit kaybetmedi. Bir haftadan kısa bir süre içerisinde, yani takvimler 5 Ekim 1938'i gösterirken, Cumhurbaşkanı Edvard Beneş istifa etti ve Alman askerleri Sudetenland'a yürüdü. Bunun üstünden daha altı ay bile geçmemişti ki Hitler, 15 Mart 1939'da habis bir şekilde sözünü bozdu ve Çekoslovakya'nın geri kalanını işgal etti. 1939 Nisan ayına gelindiğinde ülke ortadan kalkmış, parçalanarak Hitler'in imparatorluğunca yutulmuştu
Sayfa 17 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Bazı milletvekilleri antlaşmayı Hitler'e "teslimiyet" olarak değerlendirerek protesto etti. Münih'te Chamberlain'le yan yana olan Fransız Başbakanı Édouard Daladier, Paris'e döndüğünde onu coşkulu bir tezahüratla karşılayan kalabalığa şöyle bir bakarak, "lanet olası ahmaklar" diyecekti. Bu şüpheciler, Münih Antlaşması'nın ardında yatan gerçeğin farkındaydı.
Sayfa 13 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
Ülkesine döndüğünde ağır adımlarla uçağından inen Chamberlain, Heston Havaalanı'nda kendisini bekleyen muhabirlere Hitler'le görüşmelerin başarılı geçtiğini bildirdi. Söylediğine göre "İngiltere ve Almanya bir daha birbirleriyle asla savaşa girmeyecek"ti. Başbakan'ın sözlerine bakılırsa, bu sadece İngiltere için değil, bütün Avrupa için hem "bir barış dönemi" hem de "onurlu bir barış" anlamına geliyordu.
Sayfa 13 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okuyor
555 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.