Yaptıklarımıza çok dikkat etmeliyiz , çünkü hatalar yapıldı ,temelde yanlışlar oldu. Bu arada benim düşüncelerimin arasında bir çözüm bulunacağına inandıran yanıltıcı ve kaçak bir güven duygusu gizli. Sadece her şeyi sıraya koymamız lazım . Bir şey kaybetmiş olmak o şeyi nereye bıraktığımızı hatırlamamak demektir. Yani iyi bakmalı , hiçbir şey bulamayacağımızı düşündüğümüz yere bile iyice bakmalıyız . Özellikle oraya. Ardından her şeyi yerine yerleştirmeli , yoksa iyice karışır . Eğer yerleri sabit değilse, yandın . Bir de bakmışsın kahpe üzüntü , evcil hayvanlarla süslü minik elbise giymiş ve inatla en küçük çoraplarla süslediği ayaklarını sürükleyerek ortalıkta dolaşıyor .
“ Biri bizim olmadığımız bir zamanda kasten her şeyin yerini mi değiştirdi ne? Her yere çarpıyoruz, bir yerlere takılıyoruz, çünkü geldiğimiz yeri kesinlikle bilmiyoruz. “
Tanrım insanlardan nefret ediyorum. Kışt! Çekilin! Neyse ki bu yükseklerdeki ıssız bahçemizde açan ağaçların çiçeklerin kestim, tomurcukları budadım, hiç değilse bunu yapmalıydım.
Bir şeyi iş işten geçtikten sonra düzeltmeye çalışmak. Bir şeyi iş işten geçtiği için düzeltmeye çalışmak. Esirgemek, sınırlamak, kontrol: çaresizliğin üçgeni.
Günlere karşı güçlü olmaya çalışıyoruz, oysa günler bizim farkımızda bile değil. Bizi sürükleyip, tıpkı bildiğimiz yerlere benzeyen yerlere götürüyorlar.
Biri bizim olmadığımız bir zamanda kasten her şeyin yerini mi değiştirdi ne? Her yere çarpıyoruz, bir yerlere takılıyoruz, çünkü geldiğimiz yeri bilmiyoruz.
Temiz odalardaki beyaz çamaşır kokusunun peşindeyiz. Öğle uykusundaki huzurlu nefesin. Mutluluk, ancak kaybettiğimizde tanımlamaya çalıştığınız şeydir. Pamuktan bir sessizlik, süzülmüş gün ışığı.