Bir eleştiricinin çok daha önemli bir rolü vardır, çok daha temel bir rolü, çünkü eleştiricisi olmayan bir sanat çok daha ciddi tehlikelerin tehdidi altındadır.
Tiyatro yapmanın dehşet verici güçlüğü kabul edilmeli. Belki de en zor ortamdır ya da gerçekten yapıldığı zaman öyle olur. Çok acımasızdır, hataya, savurganlığı yer yoktur.
Kuşkusuz sanatlarımızda hâlâ yaşamlarımızı yöneten görünmez akımları yakalamak istiyoruz ama gözlerimiz şimdi renk tayfının karanlık ucuna çevrilmiş durumda.
"Grotovski yoksulluğu bir ülkü yapıyor; onun oyuncuları kendi gövdeleri dışında her şeyden vazgeçiyorlar; ellerinde insan denen alet ve sınırsız zaman var - kuşkusuz dünyadaki en zengin tiyatroyu duyumsuyorlar."
Yabancılaştırma etkisi ile Happening etkisi hem benzerdir hem karşıttır: Happening etkisi aklın diktiği bütün duvarları yıkmaya yöneliktir, yabancılaştırmaysa bizi sarsıp aklımızın en doğru biçimde çalışmasını sağlamaya.
"İnsan hiç değilse her şeyin bir şeyin dili olduğunu ve hiçbir şeyin her şeyin dili olmadığını görebilir. Her eylem kendisi olarak gerçekleşir ve her eylem bir başka şeyin örnekseşesidir."
“Gündelik hayatta ‘eğer’ bir varsayımdır, tiyatrodaki ‘eğer’ bir denemedir.
Gündelik hayatta ‘eğer’ bir kaçamaktır, tiyatroda ‘eğer’ doğrunun kendisidir.”