1979 New Jersey doğumlu yazar ve çizer. Resimli kitaplara verilen en önemli ödüllerden olan biri olan Caldecott Ödülü, New York Times En İyi Resimli Kitap Ödülü dahil birçok ödülün sahibi oldu. Peter Brown’un kitapları beş kez New York Times Çoksatanlar Listesi’nde yer aldı.
Kitabın konusunu ilk okuduğumda Robinson Crusoe'un robot versiyonu gibi, harika bir fikir demiştim. Yazar çıkış noktasında bu eseri anmıyor ama bence çok güzel bir yeniden yazım. Adaya düşen beşer bir insan değil de elektronik beyni ve müthiş donanımıyla bir robot olunca çok daha rahat bir uyum süreci yaşanıyor. Robot kısa sürede hayvanları örnek alarak adanın bir parçası haline geliyor. Bir kaz yavrusunu evlat edinerek "anne" bile oluyor. Kitap, okuma gruplarında okuyup tartışmaya çok uygun. Ortaokulu seviyesinden itibaren her yaşta okunabilir.
Vahşi RobotPeter Brown · Hep Kitap Yayınları · 201748 okunma
Öncelikle kitap başlarda bana çocuk kitabı gibi görünse de içinde çıkarmamız gereken çok güzel mesajlar vardı.
Kitabı özet geçecek olursak;
Bir gün içerisinde robot olan birçok kutu, onları taşıyan kargo gemisinin batması üzerine adaya ulaşıyorlar. Fakat çoğu robot kayalara çarpıp iş göremez hale geliyorlar. Sadece bir tane robot sağlam kalmayı başarıyor. Roz adlı robotumuz hayatta kalabilmek için adaya uyum sağlamak zorunda olduğunu fark ediyor ve zamanla adadaki diğer hayvanların dostluğunu kazanmayı başarıyor. Ama maalesef bir gün işler tümüyle değişiyor.
Kitap benim gerçekten hoşuma gitti ve sizlerin de seveceğini umuyorum. Sonunu hiç böyle beklemiyordum.
Teknolojinin gelişmesiyle beraber hayatımızın birçok yerinde robotlar bize yardımcı oluyor. Bugüne kadar hep cansız oldukları için robotları pek sevmezdim. Ama bu kitabı okuyup Robot Roz'un sevecen halini görünce robotları sevmeye başladım
Vahşi RobotPeter Brown · Hep Kitap Yayınları · 201748 okunma
"Anne biz çocuğuz. Sizden ayrılırsak korkar, üzülürüz."
Bu kitapta işler biraz tersine dönüyor. Ayı yavrusu Lucy, ormanda bulduğu insan yavrusunu sahiplenmek istiyor.
Bazen anlatmaya zorlandığımız durumlarda bu gibi kitaplar empati yaptırabiliyor ve ben buna bayılıyorum.
Kitap her canlının sahiplenilemeyeceğini ve doğal ortamında olmasının doğru olduğunu çok güzel bir dille anlatırken; sorumluluk duygusunu da alt metinde ustaca veriyor.
Lucy, bulduğu insan yavrusunu eve alabilmek için annesine tüm sorumluluğu alacağı sözünü veriyor ama bu hiç tahmin ettiği gibi kolay olmuyor.
Sahiplenmek sevmek ve oynamaktan ibaret değildir.
İnsan yavrusunun adı çıkardığı seslerden dolayı Vik oluyor.
Dikkat çekici görselleri ve keyifli anlatımı ile çok beğendiğim bir içerik oldu.
Vik ve Lucy'i nasıl bir macera bekliyor?
Bu farkındalık deneyimi ona ve size neler hissettirecek?
Keyifli okumalar