Boynuma çarpan sıcak nefes ve sığındığım, korunağım olan kollar beni karanlık ve aydınlık arasında arafta bırakıyordu.
“Dayan Gamzeli’m, sen çok güçlüsün ve bizim daha konuşacak çok şeyimiz var. Aramızda yarım kalmış bir şeyler var.”
Kimseye bir şey anlatacak ya da açıklayacak durumda değildim. Ben bile bilmiyordum ki durumun ne olduğunu. Şaka gibi geliyordu her şey, iğrenç bir şaka.