Boynuma çarpan sıcak nefes ve sığındığım, korunağım olan kollar beni karanlık ve aydınlık arasında arafta bırakıyordu.
“Dayan Gamzeli’m, sen çok güçlüsün ve bizim daha konuşacak çok şeyimiz var. Aramızda yarım kalmış bir şeyler var.”
Dağ Başında Aşk 1 Barut kokan bir adama aşıktim.
Silahlarla arkadaş olan,Vatan için yanıp tutuşan.
Uzun zamandır bir kitabı okurken bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum.
Kitap evet bir asker hikayesi ama yazar aksiyon, aşk ve mizahı o kadar güzel bir araya getirip harmanlanmış ki ,okurken hem aşık oluyor hem aksiyona doyuyor hemde çok eğleniyorsunuz.
Bi
Ohaaaa bu son şaka mı? Az buçuk bir halt olacağını tahmin ediyordum da bu kadar büyük dümen döneceğini düşünmemiştim. Ben niye şoklardan şoklara giriyorum sürekli seri sonlarında ya. Yazarın daha önceden Dağ Başında Aşk serisini okuduğum için kalemine aşinayım. Keza oradaki karakterleri burada görmekte aileden hissettirdi bana Evettt gelelim konumuza;
Semih, nişanlısı tarafından aldatıldığını öğrendikten sonra asla bir daha birine güvenemeyeceğine inanır. (Çokta sevmiyordu kızı alışkanlıktı sadece o kadar üzülme bebeğim daha iyisi gelecek sana) Ta ki kıdemli üsteğmenimiz Mihrem Çelik Iğdır'a teşrif edip de bunların komutanı olana kadar. Ateş ve barut misali bir ikili var karşımızda. Hepsinden önemlisi güçlü bir kadın karakter var kitapta. ( En sevdiğim şeydir güçlü kadın profili okumak) Aslına bakarsanız Mihrem daha öncesinden bu ekibi bir yerden tanımaktadır. ( Olaylar olaylar bu kısımlar.) Keza yine Mihrem' in de pek çok gizlediği sırrı mevcuttur. O sırları kitabın son elli sayfasına kadar öğrenmiyoruz. Tamamen bir gizem hakimdi kitaba ama beni asla sıkmadı aksine pek çok teori ürettim kitapla ilgili. Ama o son yok mu o son domino taşları gibi yıkıma uğrattı beni. Ya okuduğumuz olaylarda her şey önceden planlandıysa diyip sizleri soru işareti ile bırakıyorum. Zira askeri kurgu sevenlerin kaçırmaması gereken bir seri. İnanılmaz severek okudum. Ben koşturarak ikinci kitabı okumaya giderken ilgisini çekenlere de şimdiden keyifli okumalar diliyorum
"Dağ başında aşk olmaz mı?" Gülümseyerek sorduğumda sorunun sahibi yanımdaydı aslında.
"Olmaz mı, hem de en güzelinden olur." Emre bana dönerek beklediğim cevabı verdiğinde bakışlarımız buluştu.
“Bir kere ihanet düştü mü yüreğe çaresi bulunmazdı. Şüphe insanın içini kemiren güve gibiydi. Küçüktü ama hasarı zamanla