Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ramazan Gülendam

10.0/10
2 Kişi
10
Okunma
0
Beğeni
567
Görüntülenme

En Beğenilen Ramazan Gülendam Gönderileri

En Beğenilen Ramazan Gülendam kitaplarını, en beğenilen Ramazan Gülendam sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ramazan Gülendam yazarlarını, en beğenilen Ramazan Gülendam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
« Cumhuriyet sonrasında roman yayınlayan yazarlar da tıpkı kadına birçok hak veren Atatürk gibi, kadının toplumdaki gerçek yerini almasını isterler. Ancak kadının, bu hürriyet ortamı içerisinde ve modernleşmeyi yanlış anlayarak ahlaki çöküntüye uğraması endişesini de sürekli taşırlar. Yakup Kadri, Peyami Safa ve Reşat Nuri gibi önde gelen romancılar başta olmak üzere kadının batılı eğilimini ve batılılaşma çabalarını eleştirir ve hatta kınarlar. Cömert, eşine ve ailesine bağlı, namuslu ve itaatkar kadın tipi ön plana çıkarılır. Aile kurumu ve ahlâk tehlikede (cinsel ahlâk) görülür. Çalışmayan, evine ve ailesine de özen göstermeyen, sadece tüketen, giyinip kuşanıp boy gösteren kadınlar eleştirilir.»
Sayfa 29 - Salkımsöğüt Yayınları, II. 1946'ya Kadar Türk Romanında Kadın
« Elbet değil nasîbi mezellet kadınlığın, Elbet değil melekliğin ümmîdi zulm ü şer, Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer.. » Tevfik Fikret, Bütün Şiirleri
Sayfa 7 - Salkımsöğüt Yayınları
Reklam
Bereketli Topraklar Üzerinde'de (1954); Halo Cafer'in hamile karısı Hürü, tarlada çalışırken sancılanır ve çocuğunu çok zor ve sağlıksız şartlar altında ahırda doğurur. Buna rağmen Cafer, kendisine bu zamana kadar hep kız çocuğu doğuran karısının bu kez bir erkek çocuk doğurduğunu duyana kadar karısının yanına gitmez. Oğlu olduğunu öğrenince önce kulaklarına inanılmayan Cafer, daha sonra öyle sevinir ki diğer ırgatlar bir an için onun delirdiğini düşünürler. Halo Cafer'in karısının yanına gitmesi üzerine romanın anlatıcısı, karısının oğlan doğurmaması halinde kocasının onun yanına gitmesi bir yana belki de bir karısını ayaklarının altına alıp tekme ile döveceğinden bahseder. Böylelikle erkek çocuk doğurmak, kadına ayrı bir ayrıcalık ve üstünlük kazandırmıştır. »
Sayfa 66 - Salkımsöğüt Yayınları, Kız Çocuğu veya Genç Kız Olarak Kadın
« Cumhuriyet, "Oğlunu seven hocaya, kızını seven kocaya verir." atasözünde de ifadesini bulan, kız çocukların - özellikle Anadolu'da- okumalarına yönelik olumsuz tavrın kolayca ortadan kalkmasını sağlayamamıştır. »
Sayfa 48 - Salkımsöğüt Yayınları, Eğitim Hayatında Kadın
« Peyami Safa'nın diğer romanlarındaki kimi erkekler gibi "Yalnızız"da (1951) yazarın sözcüsü konumundaki Samim de, kadın ve genç kızların erkeklerden daha az yetenekli ve daha az zeki olduklarına dair görüşler ortaya koyar. Bu karakterin sağlam bir dünya görüşüne sahip oluşu ve yazarın sözcüsü durumunda bulunuşu, kadınların erkeklere göre "ikinci sınıf insan" olarak görüldüğüne dair bu görüşlerin Peyami Safa tarafından da benimsendiğini gösterebilir. Samim'e göre kadınlar, idrâk ve irade yönünden eksik varlıklardır. Peyami Safa'nın kadınla ilgili yazdıklarına bakıldığında; - baş makale, siyasi ve askeri makale okumayan, - dünyanın bir harp içinde olduğunu ya tanıdıklarından, ya da gazete serlevhalarından veya ipek çorap fiyatlarından öğrenen, - erkek olmaya istidatlı, bize (erkeklere) yakın mahlûklar olduğunu söyler. »
Sayfa 57 - Salkımsöğüt Yayınları, Aile ve Evlilik Hayatında Kadın
« Yaşar Kemal'in Ortadirek'inde (1960) anlattığı köylüler arasında da kız çocuğu, pek önemsenen bir varlık değildir. Evin içinde kız çocuğunun erkek çocuğuna nazaran ikinci planda oluşu, romanın baş kadın karakteri Meryemce'nin ağzından verilir: " Hasan'ımı dersem bir aslan. Tam da dedesine çekmiş. (...) Sağlam. İnatçı.(...) Eben senin tırnağına kurban olsun Hasan'ım. Aşkla, şevkle, şehvetle düşünüyordu Hasan'ını. O kız mı? O da iyi ya azıcık anasına benzer..." (s.184) Kız çocuğu, soy için de önemli değildir. Soyu devam ettirecek olan erkek çocuktur çünkü: "Ya oğlan, oğlan gibi var mı? Ocakların en güzel yalımı kıyamete kadar sürdürür ocağını..." (s.260)
Sayfa 69 - Salkımsöğüt Yayınları, Kız Çocuğu veya Genç Kız Olarak Kadın
Reklam
« Aşkı soyut olarak tanıyanlar ile somut olarak tanıyanlar arasında fark vardır. Somut olarak tanıyanlar, aşkın her türlü özelliğini bilir. Ama soyut olarak tanıyanlar, bir gün ellerine geçen fırsatları değerlendirememenin büyük acısını yaşarlar. Onların içlerinin bir köşesinde hep gizli kalmış bir şeyler vardır. Onların aşkları, hayalleri, mutlulukları kendilerinde gizlidir. »
Sayfa 93 - Salkımsöğüt Yayınları, Eş veya Ev Hanımı Olarak Kadın
« Milletimizin ortak yargı, inanış, görüş ve özlemlerinin tercümanı olarak nitelendirebileceğimiz atasözlerimizin 'çoğunda kadın, konumu rolleri açısından birincil toplumsallık ilişkilerinin yaşatıldığı ve sürdürüldüğü geleneksel mekan ‹ev› ile adeta özdeşleştirilmektedir.' • Yuvayı yapan dişi kuştur. • Erkek kuş gezer havaî havaî, dişi kuş yapar yuvayı. • Evi ev eden avrattır. • Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet. • Avrat düzdüğü evi Tanrı yıkmaz, avrat bozduğu evi Tanrı yapmaz. • Avrat var ev yıkar, avrat var ev yapar.. gibi yaygın atasözleri, kadının hem geleneksel kadınlık rollerinden biri olan ‹ev kadınlığı› rolüne işaret eder, hem de onu özel alan sınırları dahilinde konumlandırır. »
Sayfa 32 - Salkımsöğüt Yayınları
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.