Bizi tutuklayabilirler, zindanlara atabilirler, bir sürü ithamlarda bulunabilirler. Ama elhamdülillah, bu aziz, bu çileli milletin ve ülkenin sevgisiyle dolu yüreklerden, sevgimizi, muhabbetimizi silemiyorlar...
Temel karamollaoğlu gazete okurken birden heyecanla seslendi:
"Hacılar bu cuma günü Arafat'a çıkıyorlarmış öyleyse bu yıl haccı Ekber olacak"
Oğuzhan yatağının üzerinden gülümseyerek cevap verdi
-doğrudur orada "Hacı Ekber" burada ise "hapsi ekber"
Binlerce Müslüman bizler için dua ediyorlar. Bu duaları neye benzetiyorum? Bir baraj gövdesinin arkasında toplanan sulara. Barajın arkasında su seviyesi belli bir noktaya ulaşınca gövde dayanamayıp yıkılır. Şimdi dualar da birikti birikti, setleri aşacak seviyeye ulaştı. Bir bakacaksın ki bir gün o güçlü zannedilen bentler gümbür gümbür yıkılmış.
Ihtilal dediğiniz şey, bir dağdan aşağıya kaya yuvarlamaya benzer. Sen kayayı yuvarlarken bir belli yeri hedeflersin. Ama kaya yuvarlanırken bir büyük kayaya çarpar, yön değiştirir, diğer bir yere daha çarpar tekrar yön değiştirir. Sonra da bakarsınız ki kaya bambaşka bir yere düşmüş.
Laiklik nedir? Ne değildir? Bunun net bir tarifi yapılmadığı için laikliği ihlal etme fiilinin de ne olduğu tamamen keyfi mütalaalara kalmaktadır. Dini siyaseti alet etme fiilinin de, ne olup ne olmadığını net bir şekilde belirlenmiş değildir. Geçmiş tatbikatler zamana ve şahsa göre çok değişen ve çelişirli neticeler ortaya koymuştur.
Bizi tutuklayabilirler, zindanlara atabilirler, bir sürü ithamlarda bulunabilirler ama Elhamdülillah, bu aziz, bu çileli milletin ve ülkenin sevgisiyle dolu yüreklerden sevgimizi ve muhabbetimizi silemiyorlar.