Recep Şükrü Güngör Gönderileri
Recep Şükrü Güngör kitaplarını, Recep Şükrü Güngör sözleri ve alıntılarını, Recep Şükrü Güngör yazarlarını, Recep Şükrü Güngör yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Senin yaşadığın yere geleceğim, İstanbul'a... maviliklere, denize kavuşacağım.
Sayfa 82Kitabı okudu
Uzun süre hiç konuşmadık. Aslında çok şey konuşmuştuk da kimse duymamıştı.
Sayfa 46Kitabı okudu
Düşmekten ve düşünmekten başka bir şey yapamıyordum.
Sayfa 20Kitabı okudu
"Adaletle vahşetin, ilimle cehaletin, zalimle mazlumun kavgasıdır, cihan denen tarih atlası."
Kitap dediğin cebe sığmalı ya da cep dediğin kitabı almalı, dedi.
Sayfa 11Kitabı okudu
Dükkânın kapısının pervazına ışıklı minik puanlı ampul- lerle süslü zil takmış. Müşteriler çıkarken oturduğu yerden ipi çekiyor, cangır cangır… Bu da sana güle güle zili olsun, diyor. Dükkâna somurtarak gelen gülümseyerek çıkıyor. İrfan mektebi olmuş Usta’nın dükkânı.
Kimler takılmamış ki kaymakam, mal müdürü, karakol komutanı, emniyet müdürü, belediye başkanı, lise müdürü, maliye müfettişi… Her sıkıntıya düşen neşelenmek, hayata güzel bakabilmek, kötü gördüğü hadiselerin güzel yüzünü görebilmek için Usta’nın yanına koşmuş. “Çekiç neydi ustam?” diyorum. “Çok sabırsızsın kardeşim yahu!” diyor. Başka bir kundurayı tamire başlıyor. Yandaki ihtiyar gi- diyor. Oğluna kundura almayan adam da Usta’nın canını sık- mıştı ama sonra neşeye kavuşmak uzun sürmemişti.
Muhtar da “polifenizm”in savunucusu Davut da gitti. Olay yeri inceleme ile ben kaldık.
“İstiyor musun çekiç ayranının sırrını? Size birer ayran daha söyleyeyim mi?”
“Şakayı bırak Usta, sabaha kadar ayran mı içireceksin bize.”
Deprem mevzusuna istinaden
İnsan toprağın sesini dinlemeli. Buralara iki kattan yukarısı fazla. Altımız su. Tas gibi mübarek, yer az sarsilsa, titremeye başlıyor. Depremi unutup, sarsıntıyı unutup beş kat yapılır mı yavrum? Toprakla barışık yasamazsak başımıza daha ne Ağustos felaketleri gelir!
Sayfa 24 - :Bahçedeki ev' hikayesindenKitabı okuyor
Telefonu kapamayı unutmuştu. İç cebinde titreşim bütün vücuduna yayılıyordu. Bu meret geliştikçe bütün hürriyet yok oluyordu.
Recep Şükrü Güngör
𝙺𝚊𝚑𝚛𝚊𝚖𝚊𝚗𝚖𝚊𝚛𝚊𝚜̧
𝐄𝐝𝐞𝐛𝐢𝐲𝐚𝐭 𝐓𝐚𝐫𝐢𝐡𝐢𝐧𝐞 𝐆𝐢𝐫𝐢𝐬̧ | s.159
Ömer Yalçınova
Düşünmedim
ne başını
ne sonunu
düşünmedim
ne kendimi
ne de senin kim olduğunu
yalnız
senin için çok güzel rüyalar gördüm
uyandım
karşımda seni buldum
dosttan daha dost
güzelden daha başka
içimden, sevindim.
Asaf Halet Çelebi
Sayfa 12Kitabı okudu
