Zevkten sonra bu ne hüzündür, dostum
Bir hıçkırıktan da acı son buse
Dökülürken titreyerek dudaklarından, solgun
Ve sen, melankolik ve yavaş, etmeden tek kelime
Uzaklaşırken dalgın adımlarla ey dostum!
Akşam vedalarının sızısına benzer
Yorgun şehvetle gelen hüzün!
Bizi üzen kırık ezgiye benzer
Akşamın içinde yanan altın mumlarıyla geçen
Siyah, görkemli cenaze alayına benzer...
Ben seni buruk hissediyorum, kendimi uzak...
Sürgün gözlerle kalıyoruz öylece
Narin bir simle zincirlenmişken, izleyerek
Aynı yorgun bakışla, uçup giden hayalimizi...
Başkasın şimdiden, gülümsüyorsun şimdiden çok uzak...
Bir kadın nasıl olur da bu kadar şahane aşkını dile getirebilir hayretler içinde kaldım, özendim, imrendim. Günümüz aksine aşık olmak için ille de birlikte olmak gerekmediğinin en güzel örneklerinden biri. Kaldı mı böyle insanlar yeryüzünde acaba!!
Cinsel yönelimini asla gizlemeyip cesurca yaşayan şair Renee ve Osmanlı yüksek tabakasında yetişen Kerime...
Ne güzel bir aşktır bu Renee! ne güzel bir anlatımdır!
Öyle ki okurken yüzlerce kez o zamanlara gidip odasında uzaktaki aşkına mektup yazan Renee'yi izledim.
Günlerce postanın gelmesini bekleyip sevgilisinden gelen mektubu tatlı bir heyecanla alan Kerime'nin okurken ki duygularını hissettim.
Bir insanın bedenine değil ruhuna aşık olunduğunun kanıtı.