Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sabri Çeçan

Sabri ÇeçanGüldeste yazarı
Yazar
8.5/10
23 Kişi
172
Okunma
3
Beğeni
1.126
Görüntülenme

Sabri Çeçan Sözleri ve Alıntıları

Sabri Çeçan sözleri ve alıntılarını, Sabri Çeçan kitap alıntılarını, Sabri Çeçan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Selman Faris'in Yahudi efendisi
Üç yüz hurma fidani, çukurlarıni da kazmak suretiyle senin diktiklerinden temin edip dik. Bunun dışında kırk ukiye (bin altın yüz dirhem) altın verirsen Azad, olursun dedi.
Aslında Selman, Allah Resulü'ne gidip kendisini kölelikten kurtarması için yardım istemeyi düşündü. Ancak sonra vazgeçti.
Reklam
İranlı İlk Müslüman Sahâbî
Mabah (Selmân-ı Fârisî (ra) Allah Rasûlü ne yapmak istediğini anladı. Bürdesini hafifçe kaldırdı. Peygamberlik mühürü iki omuzu arasında göründü. Mabah, mühürü gördüğü gibi tanıdı. Tıpkı Rahib'in ona anlattığı gibiydi. Mühür, Allah Rasûlü nün sağ omuzuna yakın, güvercin yumurtası büyüklüğünde, gül tomurcugu gibi bir et parçasıydı.
Bir gün yine fırsatını bulup Allah Resulü'nün yanına gelmişti. Allah Resulü ona -Ey Selman! Kendini kölelikten kurtarmak için efendin ile mukatebede bulnunabilirsen bulun. Seni Azad etmesi karşılığında anlaşma yap, dedi
Mabah, son anda tüm gücünü toplayarak Allah Rasûlü ne: Ben size, daha sizi görmeden iman etmiştim, diyebildi.
Dostluk zindanda belli olur, yoksa sofrada herkes dosttur
Sayfa 55 - Dua yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kalbi hızla çarptı ve her yanı titredi. Konuşmak istedi, ancak kelimeler boğazında düğümlendi. Eğer mümkün olsaydı bu halden hiç ayrilmayacakti.
Yahudi tercüman, Allah Rasûlü ne karşı içinde gizlediği haset ve bugzundan dolayı Mabah'in, Resulullah'i metheden sözlerini tersine çeviriyordu. Vahiy meleği Cebrail hemen durumu gelip Allah Resulü'ne bildirdi.
Hemen üzerine kapandı ve öptü. Hem öpüyor hem de ağlıyordu. Mabah, Peygamberlik mühürü üzerine dudaklarını koyduğunda kendini sonsuz bir ummanda kaybedeceğini sandı. Vücudun mest edici kokusu onu kendinden geçirdi. Sanki ruhani bir alemde nurlara gark olmuştu.
Allah Rasûlü onun Mabah ismini Selman diye değiştirdi. O günden sonra Mabah, Selman-ı Farisi olarak çağrıldı.
Reklam
Mabah anlattı Yahudi tercüme etti. Anlatikca dinleyenlerin hayret ve taacüpleri artıyordu.
Mabah orda Müslüman oldu. Allah Resülu'ne iman etti. Allah Resulü, yahudiye Mabah'in sözlerini doğru olarak bildirdiği için Yahudi için de artık durum çok netleşmisti O da iman etmek gibi bir şerefe ulaşarak kendini kurtardı Böylece Mabah, Müslüman oluşunun ilk meyvesini vermeye başladı.
Yahudinin elinden ancak kölesi olduğu için Selmân-ı alıkoymak geliyordu. Onun rahat bir şekilde Allah Resulü'nun yanına gitmesine veya onunla gazalara ve savaşlara katılmasına izin vermiyordu. Bu yüzden Selman, Bedir savaşına katılmamış ve zafer sevincini yaşayamamıştı.
Allah Rasûlü onu biraz sakinleştirmek için halini sordu ve kimlerden olduğunu anlamaya çalıştı. Mabah çat pat konuşabildigi arapcasiyla durumunu anlatmaya calisti. Fakat meramini tam olarak ifade edemiyordu. Bunun üzerine farsça dilini bilen bir tercüman istendi. Farscayi bilen bir yahudiyi tercümanlık yapmak için getirdiler
Elbette İslam davasını omuzlamanın da bir bedeli olduğunu takdir edip kabul etmek lazımdır. Sorumluluğa razı olmak hele hele talip olmak, bireysel olarak bazı şeylerden yoksun olmayı bazı zorluklara ve zahmetlere katlanmayı beraberinde getirir. Bu zorluklar, zahmetler, mahrumiyetler sırf o sorumluluğun karşılığı, fiyatı ve pahasıdır. Ayrıca o sorumluluğu icra ederken, o makama layık bir şekilde davranmak için de bir bedel ödemek gerekecektir. Ancak ondan sonradır ki, Allahu Teala o sorumluluğa talip olmak için yapılan yatırımı o konuma sahip olduktan sonra en iyi şekilde temsil etmek için gösterilen çabanın zor olmasının karşılığını hem dünyada hem de ahirette verir.
Sayfa 119 - Dua YayıncılıkKitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.