Bir toplumun yapısına, geçmişine, kültürüne bakmak isterseniz ilk önce sözlü edebiyatına bakın. Dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılarak gelen türküler, ağıtlar, efsaneler, hikayeler..... kimi türküler sevgilime, sılaya, ana babaya hasreti dile getirmiş, kimi türküler yokluğa, acıya, savaşa, kıtlığa sitem etmiş. Her toplum hangi çağda olursa olsun kahramanlar, yiğitler, pirler çıkartmış var ermiş. Hikayelerle üretmiş öğütler vermiş, masallar anlatmış.
Türk edebiyatında türküler, ağıtlar, söyleneler kadar hiç bir şeyi sevnedim.
Sadık Güvenç Ankarada bir devlet okulunda edebiyat öğretmeni, yazar, halkbilimici, araştırmacı bir abim.
Yöremizdeki dilden dile anlatan hikayekeri derlemiş anlatmış çok ama çok güzel bir şekilde anlatılmış. Dili hiç bozmamış, yöresel atasözlerini ve yöre hakkının kullandığı deyimlerle anlatmış. Anlatmak,kâğıda dökmek bir sanat hele ki o yörenin dili ile gelenek göreneklerini de anlatmış.
Anlatılan yerlerde çocukluğum geçti. Dayım, dedem, babam anlatırdı ve hepsi bir ders verirdi. Bir ay önce gittiğimde yine gezdim bir kaç yeri gülveli, yortan, çanağeşme, ağpınar, ağılın eşme ....
Yüreğine sağlık, kalemine sağlık, emeğine sağlık Sadık Hocam.
