Şahika Karaca

Şahika KaracaKötücül Kadın author
Author
9.0/10
2 People
15
Reads
2
Likes
784
Views

Şahika Karaca Quotes

You can find Şahika Karaca quotes, Şahika Karaca book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Zeynep Direk, ataerkilliğin erkeği insan modeli olarak inşa ederken, kadını erkek olmayan, tam olarak insan olmayan, 'mutlak başka' olarak temsil ettiğini söyler. Erkek kendisini bu 'mutlak başka' karşısında, 'kadın olmayan' olarak tanımlar ve böylece sahip olduğu özellikleri sürekli bir biçimde yeniden olumlar. Kadını anne ve bakire olarak yücelt-se de bu yüceltmenin diğer yüzü kadın cinselliğini aşağılamak ve hatta kadının varlığındaki erkeğe hizmete ve bakıma indirgenemeyecek öğeler karşısında dehşete düşmektir. (2018: 187)
Sayfa 250Kitabı okudu
“Lacan'a göre Oedipus, yani babanın yasası, insanın kültürel bir yasa olarak kurulması için zorunludur. Çünkü babanın yasası, insanın kültürel bir varlık olarak kurulması için zorunludur. Çünkü babanın yasası, insanın kültürel bir özne olarak kurulmasını sağlayarak, iç-sel olanla dışsalı, sübjektifle objektifi, kendi ile ötekileri ayırt etmesine imkân veren simgesel düzene girmesini sağlamakta, onu annesiyle dolayımsız haz durumunu arayıştan çıkararak toplumsal bir üye hâline dönüştürmektedir.” (Tura, 2016: 197)
Reklam
İnsanların çoğu, cansız, ama tekinsiz biçimde etkin olan birer kavram ve sözcük fabrikasıdır.
Sayfa 24 - -NietzscheKitabı okudu
Hakikatler, yanılsama olduğunu unuttuğumuz yanılsamalardır.
Sayfa 24 - -NietzscheKitabı okudu
Hz. Meryem
Havva kendisinde eksik olana ulaşma çabası içerisindedir. Ancak cezası ağır olmuştur. Çünkü güvende olduğu cennetten Adem'le birlikte kovulmuş ve ilk günahın da sorumlusu tutulmuştur. Meryem ise erilin zihnindeki Havva'ya karşı onaylanan kadındır.
Sayfa 34
Oedipus, hadım edilme endişesiyle babanın yasasına tabi olma etrafında geliştirilmiş bir kuramdır. Kız çocuk, penisi olmadığından dolay kendisini eksik hissettiği için, erkek çocuk ise hadım edilme endişesiyle babanın yasası içerisine girer. Deleuze-Guattariye göre ise Oedipus kuramı aşkınsal baba imgesini kurar. Askansal baba imgesi ise negatif
Reklam
Alenka Zupancic ise Slovaj Zizek ve Lacan'dan hareketle her edimin öznenin bir tür geçici tutulmasına yol açtığını, her edimde öznenin yok edildiği ve peşinden yeniden doğması olarak değerlendirildiğini anlatır. Lacan bir edimin işte bu özellikleriyle bağlantılı olarak intiharın her (başarılı) edimin paradigması olduğu-nu iddia etmektedir. (2010: 99) Zupancic ise iki tür intihardan söz eder. Öncelikle fedakârlık etrafında gerçekleştirilen, “Görev çağırdığında, bunu veya şunu, eğer gerekirse hayatımı bile feda ederim.” intiharın iki çeşidinden biridir. Diğerini ise şöyle izah eder: “İkin-ci türden intihar daha az popülerdir, çünkü hiçbir davaya, hiçbir amaca hizmet etmez. Burada söz konusu olan, sonunda ötekinin sunağına sunabileceğimizin en fazlası olarak kendi hayatımızı koymamız değildir. Ana fikir, kendimizi öteki yoluyla ötekinin içinde öldürmemizdir. Ötekinde, sembolik düzende- varlığımıza kimlik, statü, destek ve anlam vereni yok ederiz.” (2010: 100) Bihter, içindeki yabancıyı, patolojik kalıntıyı yani kötücül anneyi söküp atmak ister. İçindeki patolojik kötücül anneyi öldürmek için ise kendisinde öldürmek zorundadır. Nitekim Behlül'le yasak ilişkisini Adnan Bey öğrendiğinde Bihter annesinin kızı olmamak için intihar eder:
Sayfa 192Kitabı okudu
Ona göre heteroseksüel bakış açısı, dışlayıcı toplumsal cinsiyet yasalarını içermektedir. Ve özne bir öze sabitlenemez. Dolayısıyla Butler, cinsiyetin biyolojik bir sınırlandırma içinde tanımlanamayacağını ve dilin belirleyiciliği içerisinde kültürel söylem üzerinden cinselliğin kurulduğunu ifade eder. Ona göre kadın ya da erkek olarak bir öze sabitlenmek bütünüyle yanılsamadır ve bunu performatiftik kavramıyla dile getirir. Dolayısıyla özne metafizik ilkeler etrafında önceden belirlenmiş değildir. Özne süreç içerisinde kendi seçimleriyle kendisini oluşturur. Böylece sabit bir özden özneyi kurtaran Butler, kadının da kültürel tanımlamalar içerisindeki konumunu yapısökümüne uğratır. Butler de Irigaray'la benzer bir düşünceyle eril söylem içerisinde sabit bir öz etrafında temsil edilen kadın üzerinden feminist çalışmaların yapılmasını eleştirir. Bu anlamda kadın temsilini sorunlu görür.
Sayfa 267Kitabı okudu
Dolayısıyla erkeğe göre tanımlanan/hayal edilen kadın, melek kadın imgelemiyle edebî metinlerde karşımıza çıkarken bu sınırı ihlal eden, kendisini başkasının/erilin gözünden görmeyen kadın, şeytan imgesiyle temsil edilir. Gilbert ve Gubar, eril edebiyatın büyük bir kısmında tekrarlanan evin içindeki tatlı kadın kahramanın, bir biçimde dışarıdaki kötü bir fahişe ile karşı karşıya kalmak zorunda olduğunu belirtirler. (2016: 74) Namık Kemal de gücünü yitirmiş Osmanlı Devleti'nin babasızlık sendromunu edebî metnin imgelem imkânlarından yararlanarak yazar-baba üzerinden yansıtmıştır ve evin içindeki tatlı kadın kahraman Dilâşûb'un karşısına dışarıdaki kötü fahişe Mehpeyker'i çıkarmıştır.
İnsanın tarihsellik içerisine girebilmesi için ise ihlal ve düşüş zorunluluktur. "ihlal kökenseldir ve insanın gelişimi için yapısal bir gerekliliktir; yılan bu yüzden daha başlangıçta bahçeye sokulmuştu. Klasik tragedya kuramcıları, belki bu bağlamda haklıdır: hamartia ya da yanılma/hedefi şaşırma eyleme yerleşiktir, onu etkileyen dışsal bir kuvvete değil ve bu sürekli ıskalamaya verilen ad, arzudur. Bunsuz tarih de olmazdı." (Eagleton, 2012: 320) Dolayısıyla insanın yasak bilgiye ulaşması arzuları etrafındadır ve Tanrısal düzenden uzaklaşarak, özgürlükçü/başkaldıran suç imgesiyle uygarlığın oluşmasını sağlayarak kendisine yeni bir yaşam alanı açar.
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.