Kaynaklarda 1850-1915 seneleri arasında yaşamış olduğu kuvvetle sabit görünen, büyük halk ozanı Bayburtlu Celalî hakkında yazılmış bir kitap. Ozanın șiirleri ve hakkında detaylı malumat yer almaktadır. Çoğu şiirden önce, o şiirin hangi olay üzerine yazılmış olduğu anlatılmakta... İlk şiirlerini ümmi iken söylemeye başlayan ozan, daha sonra medrese eğitimi almış. Şiirlerinde medrese eğitimin etkisi görülmektedir. Pek çok dini kavram geçmektedir yazdıklarında. Bununla beraber yaşadığı bölgenin yerel dilini de şiirlerini katmıştır. O devrin yerel dil özellikleri ve halkın yaşayış biçimi hakkında bilgi almak için bu esere başvurabilirsiniz. Ayrıca bir halk ozanını detaylıca tanımak ve onun şiirlerini incelemek için de bu kitabı okumak isteyebilirsiniz.
Rivayete göre Celâli çobanlık yaparken bir gün dağda uyur ve koluna erenler tarafından bilezik takılır; uyandığında kendinden geçmiş bir hâlde divanelik âlâmetleri göstererek güttüğü danalığı güpegündüz köye getirir.Celâlinin bu hâlini görenler hemen köyün hocasını çağırarak derdine çare aramaya koyulurlar.Hocayı baş ucunda gören Celâli rüyada gördüklerini şöylece sıralar:
Bir peri aşkından dîvâne oldum
Çağladı gözyaşım akıyor hoca
Erenler şahından bir nâme aldım
Dilim ezber etmiş okuyor hoca
Pîr destinden nûş eyledim bu âbı
Anda açılmıştı aşkın kitabı
Yegân yegân sor ki verem cevâbı
Bugün gam kervanım kalkıyor hoca
Yaktı Celâli'yi bu aşkın narı
Sağ başta durmuştu kırkların Piri
İçlerinde gördüm Horasan eri
Hu çekende canlar yakıyor hoca