“Seni, ayakkabımın bağcığını bağladığın günden beri seviyorum. Bana çözüldüğünü bile söylemedin, kendin bağladın.”
“Bree, o tanıştığımız gündü.”
“Biliyorum. Benim için her şey o gün başladı.”
Solumda üç milyon dolarlık bir okyanus manzarası, sağımda ise ömrüm boyunca görmek için ruhumu bile verebileceğim bir manzara vardı. Anlayacağınız üzere Bree ona karşı böyle hislerim olduğundan habersizdi.
Romantik Taktik - Sarah Adams
5/10
Yani ilk defa bir kitaba uzun uzun yorum yazamayacağım. Öncelikle genelde çeviri çok gözüme batmaz ama bu kitapta gerçekten kötüydü. Yani bazı kelimeleri Türkçeleştirecekler diye saçma sapan şeyler çıkmış ortaya. Onun dışında çok uzamıştı bazı şeyler 300. sayfada hala arkadaşlığımı bozamam bahanelerini okiyorduk. İki karakterde birbirlerini yıllardır seviyorlar ama başkalarıyla da olmaya devam ediyorlar. Bence arkadaş olarak kalsalardı daha iyi olurdu. O çekimi asla hissetmedim. O yüzden oldukça sıkıldım elimde kalmasın diye hızlı hizli okudum. Bir kaç tatlı sahne dışında sevdiğim şeyi yoktu. Romantik komedi okumayı seviyorum her romantik komediyi sevemiyorum bu kitapta onlardan biri oldu. Üzücü.
Kitabı çok ortalama buldum.Pek bir olay da yoktu aslında.Yıllardır birbirlerini seven arkadaşların hikayesini okuduk.
Kitapta çok uzatılmış şeyler vardı.Artık bir yerden sonra aralarında bir şey olsun demeye başladım çünkü neredeyse 300’e kadar sürekli arkadaşlığımızı mahvetmek istemiyorum ya bana karşı bir şey hissetmiyorsa ikilemini yaşadılar, özellikle Bree.Bir aksiyon da olmadı yani normal şeylerdi hep.Merak uyandıracak bir detay yazmamış yazar.Bir noktada sıkıldım tabi.
Smut sahne olmamasına da şaşırdım,bu kitapta olur diye bekliyordum.Kitaba çok yükselmediğim için pek umursamadım ama gidişatı itibariyle vardır diye düşünmüştüm.
Son olarak çeviri hakkında bir şeyler demek istiyorum.Ya gerçekten hâlâ İngilizceyi Türkçeleştirme çabaları var ya çevirmenlerin anlamıyorum.Çok mu zor orjinalin haliyle uyumlu bir kelime kullanmak.Bu kitapta da maalesef öyle detaylar vardı.
Öncelikle söylemek istediğim bi şey var 2024 yılındayız hala çevirileri böyle 'türkçeleştirilerek' yapılan kitaplar görünce gözlerim kanıyo malesef. Ben kitabın yarısını ing sesli olarak bitirmiştim sonra trye çevrilince burdan devam ediyim dedim ama etmez olaydım hiç güzel değildi çeviri. Well/allright then/fine gibi kelimeleri valla diye çevirmek nedir ya, akli melekelerin ing karsılıgını bana bi bulun nolur-ki kitapta da zaten buna benzer bi anlam bile kullanılmıyo orj metinde wtf.Hoş olduğunu düşünüyosanız hayır hoş değil ucuzlaştırıyo ve anlamsız duruyo bütüne bakınca yapmayın etmeyin pls. Kitap genel olarak Güzeldi ama o kadarr çok tekrara düştü ki bi noktadan sonra okumadan geçtim bazı yerleri. Breeyi hiç sevemedim zaten sürekli ama sürekli kendini yetersiz görmesi kısıtlaması ve bu kadar kör olması sinir etti beni. Ama Nathan tatlıydı, arkadaş grubuyla olan sahneleri çok daha tatlıydı daha fazla okumak isterdim onları. Yani işte çerez olarak okunur.