Scott Reintgen grew up in North Carolina, and took full advantage of the fact that he lived on the same street as fourteen of his cousins. It could be a little crowded, but he threw a few elbows and carved out a space for himself as the family storyteller. He enjoyed the role so much that he decided to spend most of college and graduate school investing in the world of literature. This led to a career teaching English and Creative Writing in the great state of North Carolina, where he currently lives with his wife and family. To his great delight, the demand for stories and storytellers is alive and well. As such, he can often be found at local coffee shops laboring over stories that he hopes his family, and fans, will love.
Website: itspronouncedrankin.com
"Hep böyle büyülü karşılaşmalarla ilgili hikâyeler anlatırlar. Dürüst olmak gerekirse, bu yüzden en iyi hikâyelerin yirmi alternatif sonu vardır. Farklı insanlar kendi ahlaki derslerini çıkarmayı severler..."
Kitabın çıkacağını öğrendiğimden beri konusuyla aşırı ilgimi çeken bu büyülü fantastik serinin ilk kitabıyla geldim Fantastik türünde büyü konsepti en sevdiklerim arasında ilk sırada diyebilirim ve üstüne bir de belli bir grubun hayatta kalma mücadelesi olunca büyük bir macera olacağını hissettim Genel yorumuma gelecek olursam tabiki farklı bir
“The quiet was a reminder that this place -wherever they were- was also a threat to them. She’d never felt so exposed. It didn’t help that one of them was already dead. That thought followed by a darker one. And one of us killed him.”
Birimiz Yalan Söylüyor, Harry Potter evreninde geçse ne olurdu? Sanırım buna en yakın cevabı bu kitapta
361 sayfalık kitabın yalnızca son 100 sayfası akıcı ilerledi ve başlarda kitabı okumak için, yarım bırakmamak için kendimi çok zorladım maalesef
6 arkadaşın hiç bilmedikleri bir yerde, tehlikeli koşullarda hayatta kalma ve eve dönüş yolunu bulma çabaları anlatılıyor kitapta, tabii ki büyülü bir evrende geçiyor bu olayların hepsi
Kitapla ilgili en -hatta belki de tek- sevdiğim şey Theo Brood... Göründüğünün aksine inanılmaz iyi bir karakterdi. Çok düşünceli, vefalı, yardımsever, iyi niyetli biri. Kitabı tek başına güzelleştirdi gerçekten
Bu kitap serinin ilk kitabı, ikinci kitap henüz yayımlanmadı. Muhtemelen yazar bu ilk kitabında tamamen evreni tanıtmayı amaçlamış çünkü yaratılmak istenen büyü evreni ile ilgili o kadar fazla bilgi vardı ki sürekli bu bilgileri okumaktan olayların gelişimine olan ilgimi kaybettim...
Üstelik kitabın ana karakteri Ren'i hiç ama hiç sevmedim. Fazlasıyla ukala, kendini bilmiş, tek derdi yalnızca kariyer olan, çocukluk arkadaşına zarar gelmesi ihtimalinde dahi endişelendiği şey 'kaybedeceği büyüler' olan, gördüğüm en bencil kitap karakteriydi. İlk sayfalardan itibaren Ren'in böyle biri olduğunu anlıyorsunuz maalesef.
Başkalarının verdiği bilgileri devamlı küçümsemesi çok rahatsız edici ve gerçekten kitabın en başında Ren ile ilgili yapılan tanımlamanın çok doğru olduğunu düşündürüyor
"Sen her zaman haklısın, ne olursa olsun. Sen hep haklı olmak zorundasın. Bu çok yorucu."
Ve gerçekten de Ren'i okumak çok yorucuydu.