Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şener Şükrü Yiğitler

Şener Şükrü YiğitlerResimli Hayal Ansiklopedisi yazarı
Yazar
7.6/10
10 Kişi
61
Okunma
6
Beğeni
949
Görüntülenme

En Eski Şener Şükrü Yiğitler Gönderileri

En Eski Şener Şükrü Yiğitler kitaplarını, en eski Şener Şükrü Yiğitler sözleri ve alıntılarını, en eski Şener Şükrü Yiğitler yazarlarını, en eski Şener Şükrü Yiğitler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocukluk kocaman bir sirk çadırıdır ve oraya girmek için her insan sadece bir bilet alabilir
Spinoza ‘Yürümek düşünmektir,’ der. Gerçekten de edebiyat ve felsefe tarihi onu haklı çıkaran örneklerle doludur: İngiliz filozoflar Jeremy Bentham, John Stuart Mill ve tabii arkadaşların daha iyi bilecekleri Dr. Jekyll ile Bay Hyde ve Define Adası gibi romanların yazarı Robert Louis Stevenson, uzun yürüyüşler yapan isimlerdir. Fransız şair Rimbaud yürüyüşlerinin rotasını o kadar geniş tutmuştur ki, sonunda bir korsan gibi dünyanın diğer ucunda bulmuştur kendini. Sivil İtaatsizlik’in yazarı Henry David Thoreau doğada tek başına yaptığı yürüyüşlerle ünlüydü. Thomas Hobbes gezintileri sırasında aklına gelen fikirleri çarçabuk not alabilmek için içine mürekkep hokkası yerleştirilmiş bir bastonla yürürdü. O zamanlar tükenmez kalem nerde! Hegel’in Heidelberg’de yürüyüşlerini yaptığı güzergâh ‘Filozofun Yolu’ olarak bilinir ve bugün de aynı yol aynı şekilde yürünebilir. Onun çağdaşı Immanuel Kant da sıkı disiplinli ve dakik bir yürüyüşçüydü. Königsberg’den bir gün bile ayrılmayan Kant, yıllar yılı yaptığı günlük yürüyüşlerinde o kadar düzenliydi ki, komşuları saatlerini aynı dakikada aynı yerden geçen filozofa göre ayarlıyorlardı.”
Reklam
Yaşar Kemal, anılarında İstanbul’a ikinci gelişinde Gülhane Parkı’ndaki bir bankta yatmak zorunda kaldığını anlatıyor. Gündüzleri iş arayıp kendini edebiyat çevrelerine tanıtmaya çalışıyor, akşamları da kafasının altına yastık yaptığı, yazdıklarından oluşan dosyasıyla burada uyuyor. Yaşar Kemal, bu ilk öykülerini ve romanlarını nasıl yazdığını anlatırken bol bol yürüdüğünü söylüyor. Hikâyeyi önce kafasında oluşturuyor, sonra oturup yazıya döküyor. Mesela dünyaca ünlü romanı İnce Memed’i yazıya dökmeye başladığında romanın kafasında bitmiş halde, yazılmaya hazır beklediğini anlatıyor. Sonraki yıllarda da bu ilk yıllarından kalma yazma alışkanlığını terk etmiyor. Yazmaya başlamadan önce mutlaka uzun yürüyüşler yapıyor. Mesela sonraki yıllarda romanlarını yazmak için gittiği Abant Gölü etrafında, kahvaltıdan hemen önce tam bir tur atıp sonra yazı masasına geçiyor. İstanbul’daki çalışma rutini de Florya’daki park ve sahillerde yaptığı yürüyüşlerle başlıyor. Hatta bu uzun yürüyüşleri Orhan Pamuk’la da yapıyor.
Los Caprichos: Çizimler, Goya’nın sanatsal deneyleriydi. İçinde yaşadığı İspanyol toplumunu, akılsızlık ve ahlaksızlıkla suçladığı araçlardı. Eleştirileri geniş kapsamlı ve sertti. Batıl inançların ağır basmasına, yönetenlerin cahil ve yeteneksiz bir grup insan olmasına karşıydı. Mantığın reddedilmesini kabul etmiyordu.”“Teşekkür ederim Arda. Evet, Goya, 18. yüzyılda Aydınlanma’nın tetiklediği akılcılığa, bilimselliğe sırt çeviren İspanyol toplumunu bu resimlerle eleştiriyordu. Batıl inançlara karşı aklı savunuyordu. Resimde yer verilen gece yaratıkları o dönemde halkın batıl inançlarını temsil ediyor. Goya’nın bu resimde anlatmak istediği, akılla bağını koparan hayal gücünün batıl inancın kaynağına dönüşeceğidir. Aklın bir an olsun devreden çıkmasıyla mantıksız canavarlar doğar. Akıl uyuduğunda, boş inançların korkunç yaratıkları uyanır ve kurbanlarını aşağılayıcı bir çaresizliğe sürükler.”
Belirli bir yol arayan kişi için en büyük tehlike, o yolu bir yerde durarak, ‘bakarak’ arayabileceğini (hatta, bulabileceğini) sanmasıdır — çünkü, yollar bulunmaz: yürünür; yerlerde ise, olsa olsa, durulur — onlar, bulunur; artık, yürünmez... Yola çıkacak kişinin aşması gereken ilk ve en önemli engel, kendi yerleşikliğidir: kendi yeri —
Biliyorsun Gülümser, insan hayatı boyunca bir şeylere inanır. Bazı kararlar alır. Hayatı boyunca inandığı şeyler onun imzası olur ve bazı inançları nedeniyle sahip olduğu her şeyi kaybeder. Eşitliğe inandım. İnsanların en eşitsizi oldum. Özgürlüğe inandım. İnsanların esiri oldum. İşimden ve evimden oldum. Ama pişman değilim. Şimdi dışarıdan bakıldığında parlak bir kariyerim yok, beş parasızım ama özgürüm ve mutluyum. Belki de yeryüzündeki insanların en mutlusuyum. Çünkü beni gerçekten mutlu edecek olanı biliyorum artık. Kariyer rüyalarını, bilimsel unvanları üniversitedeki Gargantua’lara bıraktım. İyice semirsinler diye.”
Reklam
Faydalanılan Bazı Kaynaklar Alberto Manguel, Gezgin, Kule ve Kitapkurdu, Çev. Dilek Şendil, YKY, 2017. Flanör Düşünce-Arkaik Dönemde ve Dijital Medya Çağında Aylaklık, Der. Hüseyin Köse, Ayrıntı Yayınları, 2012. Frédéric Gros, Yürümenin Felsefesi, Çev. Albina Ulutaşlı, 8. Baskı, Kolektif Kitap, 2018. Henry David Thoreau, Sivil İtaatsizlik-Yürüyüş, Çev. Bengisu Filiz, Dergâh Yayınları, 2015. Oruç Aruoba, Yürüme, Metis Yayınları, 2020. Rebecca Solnit, Yol Aşkı-Yürümenin Tarihi, Çev. Elvan Kıvılcım, Encore, 2016.
Bütün bu yalnız insanlar nereden geliyor, nereye gidiyordu?
İğrenç olan birilerinin çöpten yemesi değil, birilerinin o yemekleri paylaşmak yerine çöpe dökmeyi tercih etmesi.
Boşluğa yeterince uzun süre bakarsan, boşluk da senin içine bakar.
Reklam
Oğullar geldiğinde babalar ve dedeler büyük değişimlerin kapıda olduğunu bilir. Dedeler gittiğinde babalar ve oğullar karşı karşıya gelir.
Sayfa 23
Evsizler için tımarhaneyi boylamaktan daha kötü bir şey varsa o da insanların onlardan bir grup gözü dönmüş zombiden kaçar gibi kaçmalarıydı.
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.