Sahabeler zamanında böyle idi. Eğer birisi cemaatle namaz kılmaya yetişemezse matem tutardı. Evde cenaze varmışcasına üzülürdü. Arkadaşları cemaati kaçırdı diye ona taziyede bulunurlardı.
Nefsi âdemde "hiçlikte" olmalıdır. Evrad-ı Nakşibendîye'nin tümü, en büyük zarara sebep olan nefsi yok etmek içindir. Nefis olduğu müddetçe bir şeye sahip olunamaz.
Nakşibendi Tarikatı hakiki bir tarikattır. Bundan istifade edip gayeye ulaşmak da ancak tarikata uymayan şeylerden kaçınmak, tarikatın yolundan gitmek ve Allah'a ulaşmayı hedef edinmekle mümkündür. Bu da ancak manevi kuvvetle, sâdâtın himmeti ve nazarıyla olur.
Gece yarısından sonra, gecenin son üçte bir kısmında öyle bir saat var ki, o saatte bir melek nida eder, der ki "Ey millet, Ey Peygamber ümmeti! Allah'tan hiçbir isteğiniz yok mu ki kalkıp hacette bulunmuyorsunuz? Yoksa Rabbü'l Alemin'e muhtaç değilmisiniz? Kalkın Allah' a yalvarın, ona yönelin ona rica edin, niyaz edin. Her ne ihtiyacınız varsa isteyin."Vakıa o saatin hangi saat olduğu belirtilmemiştir ama gece yarısından sonra, yani gecenin son üçtebir kısmında olduğu söylenmektedir.
Bütün tarikatlarda maksud tektir: Peygamber'in (sav) şeriatına uymak. İster Kadirî, ister Nakşibendî, ister bir diğeri olsun. Hepsinin maksudu Allah'ın yolu olan Peygamber'in (sav) şeriatıdır. Maksud hiçbir zaman tarikat değildir.