Sevgi varsa, çabalarımız desteklenir, başarılarımız kutlanır ve kalbimiz yadsınamaz bir hazine olarak değer görür. Hayatta başarısız olduğumuzda, bize gülmezler, aşağılamazlar veya kınamazlar ve bizi sevdiğini söyleyen kişi, zor zamanlar geçirmemizi izlemekten keyif almaz. Anlaşmazlıklar olduğunda bağırmak ya da hiç bitmeyen, aklımızı zorlayan tartışmalar yoktur. Gerçek sevgi varsa, hassas noktalar, açık iletişim, geri bildirim, özür ve dönüşüm ve büyüme için alan da vardır. Sevgi, kibar ve düşüncelidir. Sevgi kolaydır. Kaos ya da dram yoktur. Telafi etmek yoktur. Saygı vardır. Kişinin kendine vakti vardır. Başka birisinin asla karşılanamayacak talepleri, üstümüze çığ gibi düşmez. Kendimiz olmaya izin vardır ve tam olarak olduğumuz gibi seviliriz.
Toksik aile üyelerimiz ne yaptıklarını bilir ama yaptiklanı şeyi umursamaz. Umursamamalarının nedeni, yaptıklarınin kendilerine faydalı olması ve dolayısıyla farklı bir şey yapmak için hiçbir sebep görmemeleridir.
Birçok durumda, barışmak sadece daha fazla istismara maruz kalmamıza yol açar. İyileşmemizin önemli bir kısmı, bazı insanlarla barışmamanın hayatın bir parçası olduğunu kabullenmektir.
Onlarda bulunmayan yetilerin yükünü kendi başımıza omuzlamak zorunda kalırız. Biz acı çekerken toksik aile üyelerimiz neden oldukları bu acıya serzenişte bulunmaya devam ederler.
Toksik ebeveynler, sadece peşinden koştuğumuzu görmek icin sevgiyi ve onayı bizden esirgedikleri bir oyun oynar. Sevildiğimizi ve güvende olduğumuzu hissetmek için ihtiyacımiz olan șeyleri alıkoymak onlara güç verir, çünkü bu sayede onlara odaklanır ve ihtiyaç duyarız.
Hayatında manipülatif insanlar olanların mutlaka okuması gereken bir kitap. Yalnız olmadığınızı, sorunlu olanın siz değil toksik aile üyenizin olduğunu yazar bizzat yaşayarak anlatmış ve çok güzel açıklamış. Ben de, hayatım da bir süre manipülasyonuna izin verdiğim bir manipülatif aile üyemin toksik alanından çıkmak için bir süre çaba harcadım. Ama yazarın durumu gerçekten çok daha kötüydü. Annesi babası ve abisi toksikti. Doğduğundan beri bu aile ortamında bulunmak ne kadar zor tahmin bile edemiyorum. Çünkü ben hayatımın belli bir zaman diliminde bile böyle bir insana çok zor katlanmışken birde toksik bir aileye doğduğumu hayal bile edemiyorum..
İlişkilerimizde yolunda gitmeyen şeyler için genelde kendimizi suçlama eğiliminde oluruz. Neyi eksik yaptım? Nasıl davransam değişirdi? Yeterli değilim! diye düşünürüz. Zihnimiz sürekli bize, bizim suçlu ve yetersiz olduğumuzu söyler ve biz de bu düşünce ile yola çıkarak sürekli kendimizi düzeltme çabasına gireriz. Biz her yolu denesek de
Kitabı beğendim. Ailelerimiz aktarma yapıyor sadece davranışlarını"doğru"buldukları için sizi engelliyorlar, bazı şekillerde davranıyorlar... Ama bunun bizde "doğru olmadığını" ve başka hayatın mümkün olduğunu bilirsek,kendimiz olmakta,yapmak istediklerimiz için çaba sarf etmek ise yaramayabilir ancak bir şekilde hayat kapı aralıyor.... İstediğimiz yerden ya da bizim göremediğimiz taraftan olabilir ... Ama sonuçta bizim için en iyisi oluyor, sadece bizde " yanlış,eksik vb "olduğunu düşünüyoruz bilmediğimiz taraf olunca...:) Bu kitaptaki vakıalar daha farklıydı ve acımasızdı gerçekten aile bir kader,şans ..:/ seçemiyoruz.. Sanki hayatta çerçeve belli biz onun içindekilerden seçim hakkınız var yani şıklar verilmiş biz tercih yapıyoruz gibi.