Hakkında
Doç. Dr. Sıddık Korkmaz Aksaray'ın Sarayhan Kasabası'nda 1970 yılında doğdu. İlk ve orta eğitimini Aksaray ve Develi'de tamamladı. Erciyes Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nden 1992 yılında mezun oldu. Aksaray İmam-Hatip Lisesi'nde Meslek Dersleri Öğretmeni olarak memuriyete başladı. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi İslam Mezhepleri Tarihi Anabilim Dalı'na Araştırma Görevlisi olarak atandı ve bu alanda dersler vermeye başladı. Abdullah b. Sebe isimli çalışmasıyla Yüksek Lisansı’nı tamamladı. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Doktora Çalışmalarına devam etti. Bu dönemde, bir yıl süreyle Ürdün, Amman Üniversitesi'nde alanıyla ilgili araştırma ve incelemelerde bulundu. Yurda döndükten sonra doktora çalışmalarını tamamlamak üzere Ankara Üniversitesi'ne tayin edildi. Tarihi Süreç İçerisinde Sebeiyye adlı tez konusuyla doktorasını tamamladı. Vatani görevini bitirdikten sonra Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesindeki görevine geri döndü. Hz. Ali'nin Vasîliği Düşüncesi ve Oluşum Süreci adlı temel çalışması ile Doçentlik ünvanını kazandı. Indiana University Bloomington, Department of Near Eastern Languages and Cultures, USA'da Visiting Scholar olarak görev yaptı. 2014 yılında profesör oldu. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki Öğretim Üyeliği görevini sürdürmektedir.
Unvan:
İlahiyatçı, Yazar
Doğum:
Aksaray, 1970
Okurlar
1 okur beğendi.
34 okur okudu.
17 okur okuyacak.
Çevirdiği Kitaplar
Editörlük Yaptığı Kitaplar
Sözler ve Alıntılar
Görüşlerini ciddiye aldığımız, kendilerinden istifade ettiğimiz veya insanlığı etkilemiş olan büyük düşünür ve filozofların birçoğunun temel eğitiminin dini kurumlarda verilmiş ya da oralardan alınmış olması gerçeği hatırlanmalıdır
Sayfa 21 - İz Yayıncılık
Kültürel zemin açısından üzerinde durulması gereken hususlardan birisi de Türkiye Diyanet teşkilatıdır. Mevcudiyetinin meşruiyetini anayasadan alan bu kurum maalesef ne dindarları ne de dine mesafeli duranları memnun edebilmiştir.
Sayfa 22 - İz Yayıncılık
Herhangi bir devlet gibi Türkiye'nin de halkına dini öğretmesinden daha doğal bir şey olamaz. İnsanlık tarihi içinde dine bigane kalan herhangi bir medeniyet yok gibidir. Farklı dinlere ya da mezheplere mensup olsa dahi, devletin vatandaşlarına en azından kültürel seviyede dini öğretmesi yadırganmamalı hatta talep edilmelidir.
Sayfa 21 - İz Yayıncılık
Türkiye'de bazı ara dönemler olmakla birlikte özellikle Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan sonra din eğitim ve öğretimi devlet eli ile verilir olmuştur. Ancak bu durum halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemiştir. Ortaöğretimde haftada iki ders saati olarak verilen bu öğretim ne entelektüel düzeyde din bilgisinin aktarılmasına yetmiş ne de iyi bir dindarın yetişmesine katkı sağlamıştır. Okullarda okutulan bu dersler çoğu zaman ortalama yükseltme aracı olarak görülmüş ve ne yazık ki öğrenciler tarafından fazla ciddiye alınmamıştır. Bu durum halkın, çocuklarını imam-hatip liselerine yönlendirmelerine yol açmış, bunun sonucu olarak da o kurumlarda gereksiz bir şişkinliğin doğmasına sebep olmuştur.
Sayfa 21 - İz Yayıncılık
Alevilik ile ilgili araştırmalarda göze çarpan en önemli sorunlardan birisi, Aleviliğin tarihinin Şia veya İsmailiğin tarihiyle başlatılmasıdır.
Sayfa 105 - İz Yayıncılık
İletiler
Yorumlar ve İncelemeler
Henüz kayıt yok