Silvia Naef

6.7/10
4 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
324
Görüntülenme

Hakkında

2006’dan beri Cenevre Üniversitesi Arapça Çalışmaları bölümünde ders vermektedir. 1993’te aynı üniversitede hazırladığı Arap Dünyasında Modern Sanat konulu teziyle doktora derecesini alan Naef, doktora sonrası çalışmalarında Irak ve Lübnan’daki Şiî topluluğun sosyalist ideolojiyle ilişkisine odaklanmıştır. Tübingen ve Basel Üniversitelerinde ders veren Naef, 2000’den beri Cenevre Üniversitesi’nin akademik kadrosundadır. Güncel çalışmalarında Arap ve İslam dünyasında modern sanat, görsel temsil ve tasvir konularını inceleyen yazar, toplumsal cinsiyetle ilgili projelerde de yer almaktadır.
Unvan:
Öğretim Üyesi ve Yazar

Okurlar

8 okur okudu.
1 okur okuyor.
4 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
20. Yüzyılın İlk Yarısında Reformcu Ulemanın Tepkisi
Reşid Rıza esas olarak 1923'ten itibaren Türkiye'deki rejimin modernleşme arzusuyla başvurduğu heykel sanatına karşı tepkilidir. 1923'te yayımlanan El-Hilafe ve'l-İmametu'l-Uzma (Halifelik ya da Yüksek İmamlık) başlıklı kitabında Mustafa Kemal'i sert bir biçimde eleştirir. Daha önce de değindiğimiz gibi, Mustafa Kemal'e göre her "medeni" millet büyük adamları onuruna anıtlar dikmeliydi; İslam inancı en başından beri müminlerin gönüllerinde sağlam kökler saldığı için, "aydınlanmış bir grup adamın bu taş parçalarına tapınabileceğine ihtimal vermek ve inanmak Müslüman dünyasına hakaret olur" diye belirtmişti (Türk Milli Komisyonu, 1963: 70).
Sayfa 89
Peygamberlerin ve Başka Kutsal Kişiliklerin Temsili
20. yüzyılın başından itibaren Peygamber'in tasvir edilmesi meselesinin sert tartışmalara yol açtığı asıl alan sinemadır. 1926'da Türk yönetmen Vedat Örfi kendi yazdığı ve Mısır'da çekmeyi düşündüğü bir filmde Peygamber rolünü Mısırlı komedyen Yusuf Vehbî'ye teklif etti. Basında yazara karşı yoğun bir kampanya başladı; el-Ezher, Hz. Muhammed'in ve bütün yakın akrabalarının ve sahabesinin temsilinin yasak olduğunu bildiren bir fetva yayımladı. Mısır Kralı Fuad, aktörü sürgüne göndermek ve Mısır vatandaşlığından atmakla tehdit etti. Bunun üzerine, yakın tarihli bir eserde biraz kibarca ifade edildiği gibi, komedyen bu rolü reddetti (Wassef, 1995: 21) ve film çekilmedi. 1947'de genişletilen sansür yasasıyla Peygamber'in yanı sıra ailesinin, dört halifenin ve sahabenin temsili de yasaklandı; gölgesini göstermek gibi simgesel temsiller de buna dahildi (Bergmann, 1993: 71-72).
Sayfa 83
Reklam
Ignaz Goldhizer ya da Joseph Schacht gibi oryantalistler, hadislerin tamamının Hz. Muhammed'den sonra yazıldığını kabul etmişlerdir; bugünkü araştırmacılar o kadar keskin bir tavır sergilemese de, hadisleri Hz. Muhammed'e dayandırmak konusunda hâlâ temkinliler ve bunları esas olarak İslam'ın dönemlerinde yaşanan tartışmaları yansıtan değerli metinler olarak görüyorlar.
Louvre, koleksiyonunu 2012'de açılan İslam Sanatları Bölümü'nde biraraya getirirken, Metropolitan Museum 2011'de "İslam" tabirini hiç kullanmayıp her bölgeye kendi coğrafi ismini vermeyi tercih etti.
Sonuç
Ama aslında hedefte olan tasvir midir, yoksa temsil ettiği şey mi? Daha yakından bakıldığında, tasvir üzerine söylenenler üzerinden bambaşka mesajların iletilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Meselâ İslam'ın anıt dikmeyi yasakladığını söyleyerek kalabalıkları heykel kırmaya kışkırtan şeyhlerin asıl devirmek istedikleri, bu heykellerin simgelediği siyasi iktidar değil midir? Ya da meselâ İslam'da tasvir yasağı bahane edilerek televizyona ya da belli filmlere itiraz edildiğinde asıl yasaklanmak istenen, bu yayınların ilettiği veya iletebileceği olgusal mesaj değil midir?
Sayfa 102
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok