Darwin'in doğal seçilim yoluyla evrim kuramı zarif bir sadeliğe sahiptir, olası neticeleri kapsamlıdır. Günümüzde bu kuramı, bildiğimiz haliyle dünyanın altyapısını döşeyen temel yasalardan biri sayıyoruz. Dinozorları üreten süreç işte budur. Onlara harika bir tür çeşitliliği kazandırmıştır. Böylece gezegende uzun süre hüküm sürdüler, kayan kıtalara, deniz seviyelerindeki değişimlere, hava sıcaklığındaki dalgalanmalara, tahtı kapmayı uman rakiplerden gelen tehditlere uyum gösterdiler. Doğal seçilim yoluyla evrim bizi de yaratmıştır. Aklınızda bulunsun, şu anda da çevremizde iş görmeyi sürdürüyor. Antibiyotiklere direnç geliştiren üstün mikroorganizmalar bizi o yüzden endişelendiriyor. Bize zarar verecek bakterilerin ve virüslerin hep bir adım önünde olmak için yeni ilaçlara ihtiyaç duymamızın sebebi budur.
Sayfa 184 - Koç Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Evrim zamanla değişime yol açar, özellikle organizmaların dış görünüşünde. İki tür birbirinden ıraksadığında, bunları ayıran farklar çoğunlukla çok miniktir. Dolayısıyla ikisi arasındaki ayrımı sırf bakarak yapmakta güçlük yaşarsınız; ancak zaman geçtikçe ve iki soyun yolları ayrıldıkça, birbirlerinden iyice farklılaşırlar. Babamı epey andırmamın, ama kuzenimin torununa pek benzemeyişimin nedeni budur. Evrimin ara sıra yaptığı işlerde biri de yeni şeyler yaratmaktır: ilave bir diş, ön alında çıkıntı yapan bir boynuz ya da mutasyon marifetiyle parmaklardan birinin kaybolması gibi. Bu yeni özellikleri ilk geliştiren mahlukun nesli, o özellikleri miras alır, ama bunlar daha önce ayrılmış olan kuzenlere geçmez, böylece söz konusu yeniliklerin evrimi ayrı bir yolda devam eder.
Sayfa 106 - Koç Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Günümüzde en iri, en ağır kara hayvanı fildir. Nerede yaşadığına ve hangi türün üyesi olduğuna göre fil boyutu değişkenlik gösterir, ancak çoğunun ağırlığı 5 ila 6 tondur. Açıkçası, şimdiye dek kayıtlara geçmiş en ağır fil 11 ton civarındadır. Sauropodların yanına bile yaklaşamıyorlar (ağırlıkları 50 tonu geçiyordu). Böylece yine ödüllü soruya geliyoruz:
Bu dinozorlar, evrimin şimdiye dek ürettiği tüm hayvanların ölçeğini nasıl bu denli aşabiliyor?
Dünya yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştu. İlk mikroskobik bakteriler, bundan birkaç yüz milyon yıl sonra boy gösterdi. Aşağı yukarı iki milyar yıl boyunca dünyaya bakteriler hakimdi. Çıplak gözle rahat rahat görülebilecek hayvanlar ya da bitkiler yoktu. Derken, yaklaşık 1,8 milyar yıl önce bu basit hücreler bir araya gelip daha iri, karmaşık organizmalar oluşturma kabiliyeti geliştirdi. Küresel çaplı buzul devri başlayıp (tropik bölgelere varana kadar neredeyse bütün dünya buzullarla kaplandı) bitti. Bu devrin akabinde ilk hayvanlar ortaya çıktı. Başta basit canlılardı bunlar: Süngerler ve deniz anaları gibi yumuşak yapışkan madde torbaları. Derken, kabukları ve iskeletleri icat ettiler. Yaklaşık 540 milyon yıl önce, Kambriyen döneminde bu iskeletli biçimler hızla çeşitlilik kazandı, son derece bollaştılar, birbirlerini yemeye başladılar, okyanuslarda karmaşık ekosistemler oluşturmaya koyuldular.
Popüler bilim kitapları içerisinde keyifle okunabilecek bir eser daha. Dinozorların hayatlarını, yaşadıklarını ve talihlerini anlatmanın yanı sıra konuya kendini adamış bir paleontoloji profesörünün de anılarıyla, milyonlarca yıl önceki bilgileri aydınlatma yöntemleri hakkında derin bilgiler vererek okuyucunun bu alana olan ilgisini bir üst seviyeye daha çıkaran bir eser.
Yalnız dinozorların popüler tarihini anlatan bir kitap değil ayrıca bilim tarihi, bilimin ilerleyişini de anlamak için bir başucu eseri olarak okunabilir.
Dinozorlar hakkında yüzeysel bilgiler içeriyor. Yazar fosil bulma anılarını ve çeşitli bilim insanlarından bahsediyor. Kitap genç veya giriş seviyesinde kişilere hitap ediyor.
Dinozorlar ÇağıSteve Brusatte · Koç Üniversitesi Yayınları · 20233 okunma