26 Ağustos 1969’da Dağıstan’da doğdu. İlkokulu doğduğu Hindah köyünde, ortaokulu Babayurt kasabasında yatılı olarak okudu. Liseyi Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’de bitirdi. Liseden sonra Dağıstan Devlet Pedagoji Üniversitesi’nde (1986-1992) öğrenim gördü. 1989’da geçirdiği kazada bedenin büyük bölümü felç oldu. Hastalık sırasında ‘kendi kendini tedavi’ yöntemini uygulayarak felçten kurtuldu.
O günden sonra hayat felsefesi ve dünyaya bakış açısı değişti. Kendi kendini iyileştirmedeki başarısı Rusya’daki bilim adamları ve doktorların dikkatini çekti. Onların maddi ve manevi yardımlarıyla Moskova’da ve Kiev’de Alternatif Tıp üzerine eğitim gördü. Daha sonra 1991′ de Kuzey Kafkasya’ da ilk ezoterik bilim merkezinin kurucusu oldu. 1996’da Moskova’da Birleşmiş Milletler ve UNESCO tarafından kurulan komisyonca verilen ‘Alternatif Tıp İlimleri Doktoru’ ünvanını kazandı.
İlk kitabı ‘Biyoenerji ve Alternatif Tıp’ dört baskı yaptı. Dr. Şuayip Dağıstanlı, bu kitabında okuyucularına, kendilerine uygulayabilecekleri doğal yöntemlerle sağlıklı bir yaşamın ipuçlarını vermektedir. Dr. Dağıstanlı, 1992’den başlayarak çeşitli merkezlerde ve hastanelerde görev aldı. 1997’de İstanbul’da kurduğu Şua Biyoenerji Merkezi’nde çalışmalarını sürdürdü. 2002-2003 yılları arasında Prag’da Radio Free Europe-Radio Liberty’de gazeteci-spiker olarak görev yaptı. Daha sonra yeniden Türkiye’ye döndü. Şimdi Suadiye’de kurduğu Şua Human Academy Merkezi’nde çalışmalarını sürdürmekte, biyoenerji, akupunktur, manuel terapi, ayurveda, şiatsu gibi 30’a yakın tanı ve tedavi yöntemi uygulamaktadır. Türkiye’deki ve başka ülkelerdeki çeşitli dernek ve kuruluşlarda, kendini programlama, psikolojik denge idmanı, içimizdeki enerjiyi pozitif yönde kullanarak kendini geliştirme, hayattaki görevimizin farkına varma gibi insanın kendisini aşması ve dünyayla bütünleşmesi konulu konferanslar, seminerler vermektedir. 70’e yakın televizyon ve radyo programına katılmıştır. Mesleğinin yanı sıra, müzik, dans, resim gibi çeşitli sanat dallarında çalışmaları vardır.
Tam adı:
Dr. Şuayiphacı Dağıstanlı, (Shuapgadzhi Nurmagomedov)
Bir gün bir arkadaşım, "Sen yaşama niye bu kadar basit bakıyorsun, kendini tanımadığın insanlarla bile bir tutuyor, onlara göre üstün yanlarım ortaya çıkarmıyorsun. Seni anlamazlar ki," demişti. Bana göre: herkes eşit görülmelidir, midesi ağrıyan herkes, varlısı da yoksulu da aynı sancılarla kıvranır, farklı değil. Büyük düşünürlerin 'içindeki çocuğu öldürme derken kastettikleri bu olmalı diye düşünüyorum. Kendi nefsini yenebilmiş bilge kişilikli insanlar, alçakgönüllüdür, bağışlayıcıdırlar; küçük günlük dünya dertlerini büyütmezler; hemen kendilerini ön plana çıkanvermez!er, gerekli gereksiz kendilerinden söz etmezler; dinlemeyi de bilirler, yalnızca konuşmayı değil.
Duygularınızı değiştirin. Duygular evrenin en görkemli olgusudur. Hormon yüklü enerji bombalandır; endorfin, özel likle serotonin: mutluluk hormonlarıdır. Duyarlılıkla duygusallığı karıştırmadan ve içgüdülerinizin, duygularınızın kölesi olmadan duygularınızı olabildiğince yaşayın. Duygularınız sizi yönetmesin, siz duygularınızı yönetin. Eski, yıpratıcı, yok edici, küstürücü, kızdırıcı duygularınızdan kurtulun. Uyurken uyanık kalmayı, uyanıkken de uykuyu yaşamayı başarın. Duygularımız bedenimizin ve ruhumuzun atmosferidir. Ruh ve beden o görkemli duygularla beslenince ve düşünceler değişince davranışlar da değişir. Gerektiğinde, "Beni engelleyemezsin," deyin kibarca kendinize...
Birinci kural; kötü söz söylemeyecek ve düşünmeyeceğiz. Bunun zararı karşırmzdaki insana değil, tümüyle bize dokunur, bunun farkında değilizdir. İkinci olarak; Yaşam tarzımızı değiştirmeliyiz. Örneğin, kötü vurdulu-kırdılı filmlerden, kalitesiz müzikten uzak durmalıyız. Bize olumsuz düşünce ve duygular geçiren ortamlardan uzak kalmalıyız. Çünkü, bu tarz yaşamak bize negatif enerji olarak geri dönecektir. Yaşadığımız ortam yapıcı ve olumlu olmalı. Örneğin, camiye, kiliseye, herhangi bir ibadet yerine gittiğinizde, iyi şeyler düşündüğünüzde, kendinizi daha huzurlu ve mutlu hissetmez misiniz? Çünkü oralara giden in sanlar iyi niyetlerle ve güzel düşüncelerle gittiği için pozitif enerji oluşur. Evde hiçbir olumsuz davranışa izin vermeyin.
Artık emindim ki; bu dünyada, her varlığın bir işlevi var.. Ama, doğru zamanda ve doğru yerde kullanılmak koşuluyla . İçimizden yükselen ses, onu dinleyebilirsek bizi yönlendirecektir. O ses, mutluluğumuzun, yaşamın umut kaynağıdır, özüdür...