Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Süleyman b. Abdullah

Süleyman b. AbdullahŞirk ve Küfür Ehlini Veli Edinmenin Hükmü yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
473
Görüntülenme

Hakkında

Nahiv, lügat, kırâat, hadîs, fıkıh ve tefsîr âlimi. Künyesi Ebû Abdullah olup ismi Süleymân (Selmân) bin Abdullah bin Muhammed bin Fetâ’dır. Nehrevân’da doğduğu için Nehrevânî nisbet edildi. Bağdad ve İsfehan’da oturdu 493 (m. 1100) yılında İsfehan’da vefât etti. Memleketi Nehrevan’da din ve âlet ilimlerine temel olan bilgileri öğrendikten sonra, ilim tahsili için seyahate çıkan İbn-i Fetâ, başta Bağdad olmak üzere, Irak’taki ilim merkezlerini dolaştı. Zamanın büyük âlimlerinden ders aldı. Lügat ilmini Bağdad’da İbn-i Dehhân’dan, Nahiv ilmini yine Bağdad’da Sem’ânî, İbn-i Burhan ve Ebü’l-Hattâb Cebelî’den okudu. Meşhûr Şâfiî fıkıh Âlimi Kâdı Ebû Tayyib Taberî’den, fıkıh ve hadîs ilimlerini öğrendi. Ebû Tâlib bin Gîlân’dan hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bunlardan başka birçok âlimin derslerine devam edip, sohbetlerinde bulunarak ilmini ilerletti. Kur’an ilimlerinde âlim, nahiv, lügat gibi yardımcı ilimlerde zamanının İmâmı (en büyük âlimi) oldu. İsfehân’a yerleşti. Taliblerine ders okutup, Allahü teâlânın dînini öğretti. İnsanlara nasihatlerde bulunur, onlara: Allahü teâlânın emir ve yasaklarını öğrenip, Resûlüne ( aleyhisselâm ) tâbi olmalarını söyler, O’nun mahlûkâtına karşı merhametli olmalarının lüzumunu anlatırdı. Vaktini yalnız Allahü teâlânın râzı olacağı işlerle geçirmeye çalışır, O’nun rızâsına uygun olmayan bir söz söylememek için gayret ederdi. Gündüzleri oruç tutar, geceleri ibâdet ederdi. Güzel ahlâkı, eşsiz ilmi ve kuvvetli zekâsı ile Allahü teâlânın rızâsını kazanmak için gece gündüz ilim öğrenmek ve öğretmekle meşgul olurdu. Pekçok talebe yetiştirdi. Silefî ve kendi oğlu Nizâmiye Medresesi müderrisi Hasen ve İsfehân ulemasından birçok kimse İbn-i Fetâ’dan ilim öğrenmekle şereflendi. Birçok kıymetli eserin yazarı olan İbn-i Fetâ’nın eserlerinden ba’zıları şunlardır: “Tefsîr-ül-Kur’ân”, “Kitâb-ı ilel-il-kırâat”, “El-Kânûn fîl-lüga” (on cild), “Şerh-ül-izâh li Ebî Ali Fârisî”, “Şerh-i dîvân-il-Mütenebbî” ve “El-Emâlî”.
Unvan:
Yazar

Okurlar

7 okur okudu.
1 okur okuyor.
2 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Eğer “Bedir Gününde müşrikler tarafından zorla savaşa çıkarılanlar (ikrah altında oldukları için) özürlü sayılmaları gerekmez mi?” diye sorulacak olursa şöyle cevap veririz: “Hayır! Onlar asla mazur sayılmazlar. Çünkü onların bu hallerinin sebebi, öncesinde hicreti terk edip kafirlerle birlikte kalmalarıydı. Onların hicreti terk edip kafirlerle bir arada olma hususunda hiçbir mazeretleri yoktu ki ikrah altında savaşa çıkarılmalarında mazur sayılabilsinler!”
Sayfa 9
Bir kimse “Küfret yoksa seni öldürürüz ya da döveriz.” denilerek küfre zorlanır veya müşrikler kendisini yakalar ve döverler de ellerinden kurtulmak onlara muvafakat etmeksizin mümkün olmaz ise bu kişinin zahiren müşriklere muvafakat etmesi caizdir. Ancak kalbinin iman ile mutmain olması yani iman üzere sabit ve sapasağlam bir şekilde bağlı olması şarttır. Bununla birlikte her kim onlara kalben muvafakat gösterirse velev ki ikrah altında olsa da kafirdir.
Sayfa 18
Reklam
"Kafirleri, müşrikleri ve Müslümanları eşit seviyede kabul eden bir kalbin Müslümanlığından söz edilebilir mi? Kafirleri, müşrikleri ve Müslümanları eşit olarak değerlendiren bir toplum İslam'ın neresindedir?"
Allah'ın, fitneye düşmesini ve sapıtmasını dilediği kimselere gelince, Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Haklarında Rabbinin sözü gerçekleşmiş olanlar, kendilerine bütün ayetler gelmiş olsa bile, o acı azabı görmedikçe iman etmezler." (Yunus/ 96-97) Kerim ve Mennân olan Allah'tan, bizi Müslüman olarak yaşatıp, Müslüman olarak öldürmesini, rahmetiyle bizi salihlere katmasını, rezilliğe ve fitnelere düşürmemesini dilerim. O, merhametlilerin en merhametlisidir.
Ne kadar tanıdık...
"Kafir ile mü'minin, müşrik ile muvahhidin, sâlih ile fâsıkın birbirine karışması, göklerin ve yerin fesadıdır."
Tevhid...
Şurası bilinen bir gerçektir ki, müşrikleri TEKFİR etmeyen bir kimse TEVHİD'i bilmiyor ve yaşamıyor demektir. Çünkü TEVHİD; ancak, müşrikleri ve tağutu TEKFİR etmekle gerçekleşir.
Süleyman b. Abdullah
Süleyman b. Abdullah
/ Ed-Delail - s.35

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
64 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
İnce ve dili gayet akıcı olan bir kitaptı. Yazar Muhammed bin Abdülvehhabın torunuymuş ben başta kendisi sandım ismin aşırı benzerliğinden dolayı ve açık olayım onun kitabı diye başlamıştım. Kitabın ilk sayfalarında yazarın hayatini verdiklerinde anladım o olmadığını dedesi vefat etmek üzereyken doğmuş meğersem. En çok hayret ettiğim şeylerden biri ise şu oldu ki daha 33 yaşında vefat etmiş olmasına rağmen 9 ayrı hocadan icazet alıp 5 tane de kitap yazmış olması... Hayatımı sorgulattı uzun uzun Kitap başlıkta görüldüğü üzere tevhidin müstakil bir konusunu ele alıyor. Müslümanların en fazla geriye attığı konuyu... Kitapta 3 mukaddime var genel olarak konudan bahsediyor önce sonra ise delillere geçiyor. Pek hadis yoktu kitapta hep Kur'an ayetlerini getirmişti delil olarak. Önce ayeti yazmış sonra da o ayetin kısa açıklamasını yapmıştı. Tam 21 ayet getirmiş olması bu konuyu avam için detaylı olarak ele almış olduğunu gösteriyor bence. Tavsiye edip etmediğim noktasına gelecek olursak ben bu kitabın okunmasını tavsiye ediyorum. Delillerin çok sayıda olması hasebiyle üzerinde çalışma yapılırsa istifade edilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ben de biraz vakit geçince tekrardan okumaya niyet ettim biiznillah Rabbim bana bu kitabı hediye eden Müslümanlardan razı olsun. Öğrenip yaptığım her ameli sadak-ı cariye olarak yazsın davetlerine bereket katsın. Allahumme amin amin
Süleyman b. Abdullah
Süleyman b. Abdullah
Şirk ve Küfür Ehlini Veli Edinmenin Hükmü
Şirk ve Küfür Ehlini Veli Edinmenin Hükmü
Şirk ve Küfür Ehlini Veli Edinmenin Hükmü
Şirk ve Küfür Ehlini Veli Edinmenin HükmüSüleyman b. Abdullah · Tevhid Ve Sünnet Yayınevi · 20145 okunma